Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/3955 E. 2017/8242 K. 23.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3955
KARAR NO : 2017/8242
KARAR TARİHİ : 23.10.2017

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, davalının İkitelli … 4. Etap Sitesinden V1K blok 62 nolu daireyi satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, davalının site yönetiminin vermiş olduğu bütün hizmetlerden istifade etmiş olduğu halde, satış vaadi sözleşmesinin 11. maddesine aykırı olarak aidatlarını ödemediğini, 100 TL asıl alacak temerrüt tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek faiz ve %10 gecikme tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 1.225 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek % 5 gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Davalı hakkında birden çok icra takibi yapıldığı anlaşılmakla, her bir icra takibi açısından takip miktarı borç kadar zamanaşımı kesileceği dikkate alınarak ayrı ayrı inceleme yapılması ve zamanaşımına uğrayan ve uğramayan alacak miktarının tespit edilmesi gerekir. Ayrıca davalının davaya konu aidatların belirlendiği kat malikleri kurulu toplantılarına katılıp katılmadığı, bu aidatların belirlendiği işletme projelerinin tebliğ edilip edilmediği tespit edilmeli, tebliğ edilmiş ise tebliğ tarihinden edilmemiş ise davalı hakkında yapılan takiplerde talep edilen alacakların hangi dönemlere ait olduğu belirlenerek bu alacaklar ile ilgili takip bulunduğunun belirlenmesi halinde işletilecek gecikme faizinin ödeme emrinin davalıya tebliğ tarihinden başlatılması gerektiğinin dikkate alınmamış olması,
2-Dosya içindeki bilgi ve belgelerle, tapu kayıtlarının incelenmesinde; davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlıkta kat mülkiyeti hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
Buna göre;
Davacı vekilince davalıya ait bağımsız bölüme ait yönetim planı getirtilerek, yönetim planının yürürlük tarihinden önceki döneme ait aidatlar için yasal faiz uygulanması, yönetim planının yürürlük tarihinden sonrası için ise, taraflar arasında imzalanan sözleşme niteliğinde olan yönetim planı uyarınca %10 gecikme tazminatı ödenmesi gerekir ise de, yargılama
sırasında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 88. maddesinde “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” düzenlemesine “Temerrüt Faizi” başlıklı 120. maddesinde “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faiz oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur” düzenlemesine yer verilmiş olup, 6101 Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 7. maddesinde de yukarıda açıklanan faize ilişkin 88, temerrüt faizine ilişkin 120. maddenin görülmekte olan davalarda da uygulanacağı düzenlenmiştir. Yönetim planlarında belirlenen faiz Türk Borçlar Kanununun 120. maddesinde düzenlenen temerrüt faizi niteliğinde olup, ortak gider alacakları ile ilgili genel hükümlerin uygulanacağı durumlarda yasal oranda temerrüt faiz uygulanmalıdır. Buna göre yönetim planının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacak faiz Türk Borçlar Kanununun 120/2. maddesindeki sınırlamaya tabi olup, yönetim planında kabul edilen temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan 3095 sayılı Kanun Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 2/1. maddesinde belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı dikkate alınarak uygulanacak faizin belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekili ve davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/10/2017 günü oy birliği ile karar verildi.