Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/354 E. 2019/4897 K. 17.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/354
KARAR NO : 2019/4897
KARAR TARİHİ : 17.09.2019

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ile davalılar Orman Yönetimi ve … vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili,…..kasabası sınırları içerisinde bulunan ve ekli krokide yeşil ile taralı 50 hektar yüzölçümlü taşınmazın orman olduğunu ve 09.06.1997 – 18.08.1997 tarihleri arasında … ismiyle orman kadastrosunun yapıldığını belirterek devletin hüküm ve tasarrufu altında olan taşınmazın orman niteliği ile tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davacının orman niteliğiyle tescilini talep ettiği yerin bir bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tescilli, kalan bölümün de özel şahıslar adına tapulu yerler olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2004/14112 E. – 2005/5108 K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan kararında özetle, “Orman Yönetimi ile köy tüzelkişiliğinin ve varsa belediye yönetiminin davaya dahil edilmesinden sonra çekişmeli yerin kesinleşen orman kadastrosu ile birlikte tapuya tescil edilip edilmediğinin araştırılması, tapuya tescil edilmişse, tapulu yer hakkında bir daha sicil oluşturulamayacağından davanın reddine karar verilmesi, kesinleşen orman kadastrosu tapuya tescil edilmemişse nedeni sorulup tescil edilmesinin beklenmesi, çekişmeli yerin orman olduğu halde orman kadastro sınırları dışında kaldığının belirlenmesi halinde yapılacak araştırma sonucu oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda, davacının orman niteliğiyle tescilini talep ettiği yerin bir bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tescil edilmiş olduğu, kalan bölümünün de orman orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2008/3450 E. – 2008/7536 K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığının tespiti halinde davanın reddine karar verilmesi, dava konusu yer içerisinde gerçek kişilere ait taşınmazların bulunduğunun tespiti durumunda o bölümlere ilişkin davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi, dava konusu taşınmaz içerisinde olup tescil harici bırakılan ve özel kişilere ait olmayan orman niteliğinde veya ağaçlandırılan alan bulunduğunun tespiti halinde bu yerlerin orman niteliğiyle Hazine adına tescili, belirtilen nitelikteki yerler dışında kalıp eylemli orman veya ağaçlandırılmak üzere tahsis edilen yerlerin bulunması halinde ve Hazinenin bu yerlerin orman niteliği ile tescilini istemesi halinde alınacak ıslah dilekçesi ile bu yerlerin orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilmesi, dava konusu yer kapsamında tepeler, dağlar, deniz, göl, yol niteliğindeki yerler bulunduğunun anlaşılması durumunda 3402 sayılı Kanunun 16/c bendi uyarınca bu nitelikteki yerler tescil ve sınırlandırmaya tâbi olmadığı gözönüne alınarak Hazinenin bu yerlere yönelik davasının reddedilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişi raporunda (A1) ve (A14) arası simgelerle gösterilen 14 adet taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 04.05.1999 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahkemece dava konusu taşınmazlardan fen bilirkişi raporunda (A1), (A2), (A3), (A4), (A5), (A6), (A7), (A8), (A9), (A10), (A11), (A12), (A13) ve (A14) ile işaretli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek orman vasfıyla Hazine adına tesciline, 1447 ada 1, 1448 ada 1, 1449 ada 1, 1450 ada 1, 1451 ada 1 ve 1452 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapuda kayıtlı olduğu, geriye kalan taşınmazların kişilere ait taşınmazlar, tescil harici bırakılacak nitelikte taşınmazlar ve orman sayılmayan taşınmazlar olduğu belirlenerek bu taşınmazlara yönelik talebin reddine dair hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı ve davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca da Orman Yönetiminden, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince de davalılardan …….İdaresinden onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine
17/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.