Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/2670 E. 2018/7377 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2670
KARAR NO : 2018/7377
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yapmış olduğu kira sözleşmesi uyarınca dava konusu ana taşınmazda ticari faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin faaliyet gösterdiği iş merkezininin cephesine tabelasını asabilmek için yönetim planı uyarınca iş merkezi yönetimine sözlü ve yazılı müracaatta bulunduğunu, ancak davalının bu yapılan müracaatı reddettiğini, zira iş merkezinde faaliyet gösteren diğer firmalara tabelalarını asmak için izin verilmesine rağmen müvekkiline keyfi gerekçelerle izin verilmediğini beyan ederek; davalının verdiği hukuka ve kanuna aykırı kararların iptalini ve hükümsüz kılınmasını, hukuka aykırı olduğunun tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini dava etmiştir.
Mahkemece; HMK’nın 194/1. maddesi uyarınca davacı tarafa talebini somutlaştırması için süre verildiği, davacı tarafın 25/04/2016 tarihli dilekçesi ile talebini tekrarlayarak tabela asılmasına izin verilmesini talep ettiği, davanın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesinde düzenlenen hakimin müdahalesi talebi olduğu, bu davanın açılabilmesi için her şeyden öte davacının kat maliki sıfatının ya da bağımsız bölüm maliki sıfatının bulunması gerektiği, dava dilekçesinde keyfi kararın iptali, hükümsüz kılınması, hukuka aykırı olduğunun tespiti, talebin yerine getirilebilmesi için davalıya tebliğ ve tefhimde bulunulmasının talep edildiği, talep içeriğinde hem eda nitelikli hem de tespit nitelikli taleplerin bulunduğu, ayrıca temmuz ayında alınan kararın iptalini yoksa Kasımda gönderilen yazıya mı itiraz edildiğinin netleşmediği, öncelikle davacının malik sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle; her ne kadar davacı tarafından kararın iptali, hükümsüz kılınması, talebi ile dava açılmış ise de; davacının kiracı olduğu, talebin malik ile yönetim arasında çözümlenmesi gereken bir husus olduğu, bu nedenle davacı tarafın aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle; aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca hakim müdahalesi istemine ilişkindir.
Davacı, kat irtifakı kurulmuş bulunan binadaki bağımsız bölümün kiracısıdır. Kat Mülkiyeti Kanununun hakimin müdahalesine ilişkin 33. maddesi, kat malikleri kurulunun ya da yöneticinin aldığı karara karşı hakime başvurma hakkını yalnız kat malikine vermiş olup, kiracının bu konuda uyarıcı aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır, Mahkemece de davaya, anılan yasa hükmü uyarınca bakıldığına göre davacı kiracının bu kanun uyarınca aktif husumet ehliyeti olmadığı dikkate alınarak yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.