Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/237 E. 2019/5138 K. 24.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/237
KARAR NO : 2019/5138
KARAR TARİHİ : 24.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi vekili, davalı adına kayıtlı….köyünde bulunan 148 ada 1 parsel numaralı taşınmazın bir bölümünün orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek bu bölüme ilişkin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesine göre yapılmış orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece davanın reddine karar verildiği halde gerekçe kısmında red gerekçesi belirtilmemiş, davalı tarafından açılıp davanın reddi ile sonuçlanmış asliye hukuk mahkemesinin 1995/33 E.- 1995/99 K. sayılı dava konusu taşınmaz ile eldeki dava konusu taşınmazın aynı yer olup olmadığı, yine davalının işgali nedeniyle hakkında mahkumiyet kararı verildiği anlaşılan sulh ceza mahkemesi dosyalarında işgal edilen yerler ile eldeki dava konusu taşınmazın aynı yer olup olmadığı tespit edilmemiş, ayrıca dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda usulüne uygun ve yeterli araştırma yapılmamıştır. Eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 – 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, halen ….. ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanıp stereoskop aletiyle incelenmek suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E. K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E. K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E. K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip,
onaylanarak dosyaya eklenmeli; taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir.
Ayrıca asliye hukuk mahkemesinin 1995/33 E. – 1995/99 K. sayılı dava dosyası incelenerek davacı tarafından tescili talep olunan taşınmaz ile eldeki dava konusu taşınmazın aynı yer olup olmadığı, yine sulh ceza mahkemesinin 1994/23 E. – 39 K., 1997/24 E. – 39 K., 1998/23 E. – 28 K. ve 2002/40 E. – 2003/2 K. sayılı dosyaları incelenerek söz konusu davalarda davalının işgal ettiği yer ile eldeki dava konusu taşınmazın aynı yer olup olmadığı bilirkişi aracılığıyla belirlendikten sonra tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.