Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/2291 E. 2018/7182 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2291
KARAR NO : 2018/7182
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; Yönetim Kurulu kararının tüm sonuçlarıyla birlikte iptal edilmesini, 16.03.2015 tarihli yönetim kurulu kararlarının, 09.02.2015 tarihli yönetim kurulu kararlarının, 30.03.2015 tarihli yönetim kurulu kararlarının, 04.02.2015 tarihli yönetim kurulu kararlarını, yönetim planının kabulüyle ilgili genel kurul kararının, denetim kurulu kararlarının iptalini, yönetim planının iptalini ve tapu sicilinden terkin edilmesini, diğer taraftan 16.03.2015 – 09.02.2015 – 30.03.2015 – 04.02.2015 tarihli yönetim kurulu kararlarına katılıp hiçbir maddesini ibra etmeyip, şerh konulan lüx, gereksiz, usulsüz harcamaların oylandığı gün yapılan olağan genel kurulunun iptaline, oluşturulan yeni yönetim planının iptaline, yönetimin feshine, dava konusu yerde bir yönetime/yöneticiye ihtiyaç olmadığına, aidat toplanmasına gerek olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; ana taşınmazın bloklardan oluştuğu hallerde blok yöneticilerinden oluşturulan üst kurulun yönetim kurulu niteliğini taşıyacağı, yönetim kurulunda alınan her kararın kat malikleri kurulunda da görüşülüp karara bağlanacağı, yönetim kurulu kararlarının doğrudan dava konusu yapılamayacağı, KMK’nın 33. maddesinde muhalif oy kullanma şartıyla her kat malikinin karar tarihinden itibaren 1 ay içerisinde, toplantıya katılmayan kat malikleri için ise kararın öğrenilmesinden itibaren 1 ay içerisinde ve her halükarda karar tarihinden başlayarak 6 ay içerisinde dava açabilecekleri ve bu sürenin hak düşürücü süre olacağı, davacı tarafça dava açılan yönetim kurulu toplantılarının tarihleri ile dava tarihleri gözetildiğinde KMK 32 ve 33. maddeler çerçevesinde hak düşürücü sürenin geçtiği, davacının yönetim planının tapu sicilinden terkinine ilişkin istemi bakımından KMK 28 ve 33. maddeleri bakımından yasal koşulların davada gerçekleşmediği, kat maliklerinin iradesi yerine geçerek bir iptal kararının verilmesinin Kanun gereği olası olmadığı, KMK 41. madde gereğince denetim kurulu tarafından verilen denetim raporları itibariyle denetim raporuna muhalefet eden üyelerin dava haklarının ön görüldüğü, bu kapsamda da yasal koşulların davada gerçekleşmediği, tüm dosya kapsamı beraberce değerlendirildiğinde, KMK 20 ve 33. çerçevesinde davacının itirazlarının yerinde olmadığı, davanın açılışı itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği, KMK 54 ve 74 çerçevesinde yasal koşulları oluşmayan istem bakımından kat malikleri kurulunda görüşülecek olan yönetim kurulu kararları itibariyle bir iptal kararı verilebilmesi için yasal koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle; yasal koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; temsilciler kurulu yönetim kurulu kararlarının, usulsüz harcamaların oylandığı gün yapılan temsilciler kurulu olağan genel kurul kararının, yönetim planının kabulüyle ilgili genel kurul kararının, denetim kurulu kararlarının, yönetim planının iptali ve tapu sicilinden terkin edilmesi ile şerh konulan lüx, gereksiz, usulsüz harcamaların oylandığı gün yapılan olağan genel kurulunun iptali, oluşturulan yeni yönetim planının iptali, yönetimin feshi, dava konusu yerde bir yönetime/ yöneticiye ihtiyaç olmadığının, aidat toplanmasına gerek olmadığının tespiti konularında ise hakim müdahalesi istemine ilişkin olup, mahkemece yönetim planı ve tapu kaydı celbedilip, davacının taleplerinin somutlaştırılması gerekmekte olup, bu kapsamda özellikle davacının hangi tarihli genel kurul toplantısının iptalini istediği yönünde beyanının alınması gerekirken eksik ve yetersiz inceleme ile davanın yasal koşullarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; temyize konu edilen kararın “gerekçe” kısmında, Kat Mülkiyeti Kanununun 54 ve 74. maddelerine atıf yapılmakla, dayanak yapılan maddelerin dosya içeriği ile bağlantısının ne olduğunun açıklanmaması yerinde görülmemiştir. Yukarıda anılan eksikliklerin giderilmesi ve oluşacak sonuca göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz inceleme ile hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/11/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.