Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/217 E. 2019/5677 K. 08.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/217
KARAR NO : 2019/5677
KARAR TARİHİ : 08.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1989 yılında yapılan kadastro sonucu, ….. köyünde bulunan 2375 parsel sayılı 11.400 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden mera niteliği ile sınırlandırılmış; 30.03.1990 ilâ 30.04.1990 tarihleri arasında askı ilânı yapılarak itirazsız kesinleşmesi üzerine özel siciline kayıt edilmiş; 4342 sayılı Kanun uyarınca mera komisyonunca yapılan çalışmalar sırasında da mera olarak tahsis edilmesine karar verilmiştir.
Davacı … Yönetimi, 25.03.2010 havale tarihli dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın üzerinde orman ağaçları bulunduğunu ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek mera komisyonu kararının ve mera sicil kaydının iptaline, çekişmeli taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya tesciline ve davalıların el atmalarının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, Orman Yönetimi tarafından, kadastrodan önceki sebeplere tutunularak dava açıldığı, arazi kadastrosunun kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin geçtiği, mera komisyonunca yapılan tespitin hak düşürücü süreyi ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … Yönetiminin temyizi üzerine Dairemizin 29.09.2011 tarih ve 2011/11088 – 10730 E.K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Bozma ilâmında özetle; “Gerek 766 sayılı Kanunun 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde açık hüküm bulunmamakla birlikte, özel mülkiyete konu olamayacak taşınmazlar hakkında “Kamu Malı” savıyla açılacak davalarda, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı açıklanarak; mahkemece, yargılamaya devam edilip, tarafların sav ve savunmaları ile delilleri sorulup, gerekli inceleme ve araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 2375 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak….. 19/02/2010 tarihli ve 435 sayılı karar ile bu taşınmaza ilişkin mera özel sicil kaydının iptaline, dava konusu taşınmazın “Orman” niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalılara yargılama gideri yükletilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hükmün vekâlet ücretine ilişkin olarak davacı … Yönetimi ve esasa ilişkin olarak da davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.05.2015 tarih 2014/10013 E. – 2015/4979 K. sayılı kararıyla kısmen onanması, kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan kısmen onama-bozma ilamında özetle; ‘‘Toplanan delillere ve kararın gerekçesine göre, çekişmeli taşınmazın orman olarak tapuya tesciline karar verilmesinde ve 3402 sayılı Kanunun 36/A maddesi uyarınca davacı yararına vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı … Yönetimi ile davalı Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir. Davalı Hazine vekilinin elatmanın önlenmesi davası yönünden verilen karara ilişkin temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede, dava konusu taşınmaz, 1989 yılında yapılan kadastro sonucu mera vasfıyla özel siciline kaydedildiğine ve bu kayıt iptal edilene kadar davalı tarafın kullanımı mera sicil kaydına dayandığına göre, dava tarihine kadar çekişmeli taşınmaza “haksız” olarak el atıldığından söz edilemeyeceğinden Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davacının elatmanın önlenmesi talebinin de kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, davalı Hazinenin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.’’ denilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, davacının elatmanın önlenmesine ilişkin davasının reddine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4342 sayılı Kanun uyarınca …..verilen mera tahsis kararına itiraz ile mera sicil kaydının iptali, taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya tescili ve elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1990 yılında kesinleşen arazi kadastrosu ile….ayılı Kanun uyarınca yapılıp 23.02.2010 – 27.03.2010 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmeyen mera tahsis çalışması vardır. Yörede orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
08/10/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.