Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2017/200 E. 2019/5373 K. 30.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/200
KARAR NO : 2019/5373
KARAR TARİHİ : 30.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalı … kayıtlı olan … mahallesi eski 965 sayılı 12239 m² yüzölçümündeki parsel, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan uygulama kadastrosu işleminde, 28112 ada 5 parsel sayısı ve 12149,9 m² yüzölçümünde yeni haritası ile malik hanesi “tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit edilerek 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 28.09.2010 ilâ 27.10.2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Orman Yönetimi vekili 26.10.2010 tarihli dilekçesi ile, çekişmeli parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen orman sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu …. mahallesi eski 965 parselin yeni 28112 ada 5 parsel sayısı ve 12149,9 m² yüzölçümüyle tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırının ve yüzölçümünün düzeltilmesine ilişkin verilen kararın, Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.12.2011 tarihli ve 2011/12711 – 14071 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 29.11.2006 tarih ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinlesmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan Devlet Ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir” denilmiştir. Mahkemece, bozma kararı üzerine önceki kararda direnilmesine ilişkin verilen karar, Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle, Hukuk Genel Kurulunun 19.12.2012 tarihli ve 2012/928 E. – 1240 K. sayılı kararı ile “Dava dilekçesi içeriğinden, davacı … Yönetiminin davasının yenileme kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyet iddiasına mı yönelik olduğu ya da her iki istemi de içerip içermediği açıkça anlaşılamadığından, öncelikle bu husus açıklattırılmalı, dava, sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme işlemine itiraza ilişkin ise, Özel Daire bozma ilâmında değinildiği gibi, yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı, davanın yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde, genel mahkemede görülmesi gerektiği düşünülmeli, hem mülkiyet iddiasına, hem de 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu tesbitine itiraza ilişkin olması halinde ise; yenileme işlemine itiraz istemi yönünden, bozma ilâmında değinilen araştırmalar yapılarak karar verilmeli; mülkiyet iddiası yönünden görevsizlik kararı verilmelidir” denilerek direnme kararı bozulmuştur.
Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu kararına uyulduktan sonra, Kadastro Mahkemesinin 1998/130-203 sayılı kararının taraflar arasında HMK’nın 303. maddesi uyarınca kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine, taşınmaz hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan mülkiyet konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle dairece bozulmuştur.
Hükmüne uyulan 13/05/2014 gün ve 2013/10774-5476 sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmaya ilişkin bir itiraz bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın mülkiyete ilişkin olduğu kabul edilerek davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, hükmüne uyulan Hukuk Genel Kurulu kararında mülkiyet iddiası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiği belirtildiği halde, mahkemece davanın esasına ilişkin olarak olumsuz dava şartı niteliğinde bulunan ve görevli mahkemece nazara alınması gereken kesin hüküm nedeniyle, mülkiyete ilişkin açılan davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a madde uygulamasına yapılan itirazın reddi ile, eski 965, yeni 28112 ada 5 sayılı parselin Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca oluşturulan uygulama tutanağındaki gibi tapuya tesciline, Orman Yönetiminin mülkiyete yönelik davası yönünden mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın görevli …. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29/02/2016 tarihli ve 2015/5200 – 2016/2450 E.K. sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verilmiş, hükmün kesinleşmesi ile dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece …. Kadastro Mahkemesinin 1998/130 E. – 1998/203 K. sayılı kesin hükmü mevcut olduğundan kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli Duraliler köyü 965 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra ilk tahdidin aplikasyonu ve sınırlandırması Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanın hakem sıfatıyla verdiği karar ile iptal edilen ormanların kadastrosu 1976 yılında yapılıp ekip çalışmaları 15.09.1976 tarihinde, itirazları inceleyen 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonu işlemleri ise 09.12.1976 tarihinde ilan edilmiştir. 36 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1988 yılında aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapılıp 15.06.1989 tarihinde ilan edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 30/09/2019
gününde oy birliğiyle karar verildi.