Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/9357 E. 2016/8449 K. 06.10.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9357
KARAR NO : 2016/8449
KARAR TARİHİ : 06.10.2016

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davada … 10. Tüketici ve … 16. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 02.03.2015 tarihli dilekçe ile; …’in, işçilik alacaklarının tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine dava açmak üzere vekalet verdiğini, aralarında avukatlık ücret sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme uyarınca davayı açtığını, tarafların kendisine haber vermeden anlaşmaları üzerine bilgisi dışında …’in davadan feragat ettiğini, vekalet ücretinin ödenmediğini, Avukatlık Kanunun 165. maddesi uyarınca vekalet ücretinden davanın her iki tarafınında sorumlu olduğunu belirterek vekalet alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır.
… 16. Asliye Hukuk Mahkemesi; “…6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/1. maddesi uyarınca vekalet ilişkisinden doğan davalara bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
… 10. Tüketici Mahkemesi ise; “…Davacının vekil olduğu iş mahkemesindeki davanın işçi ile işveren arasındaki ihtilaftan kaynaklandığı, işçinin mesleki amaçlarla hareket ettiğinden tüketici sayılamayacağı, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu… ” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Eldeki davada; …’in mesleki faaliyeti sebebiyle vekalet hizmeti sunulmuş olup, …, mesleki amaçla davacıya vekalet verdiğinden Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda tanımı yapılan tüketici kapsamında bulunmamaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; … 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/10/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.