Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/9274 E. 2017/1620 K. 28.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9274
KARAR NO : 2017/1620
KARAR TARİHİ : 28.02.2017

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı …, … ve Arkadaşları vekili Av. … tarafından istenilmekle, tayin olunan 05/04/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden … A.Ş. vekili Av. …, … İnşaat Turizm Taşımacılık İthalat İhracat Ticaret Ltd. Şti. vekili Av. Av. … vekili, Hazine vekili Av. … ve Orman Yönetimi vekili Av. … geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … köyü … ada … parsel sayılı 3615,26 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tek katlı kargir bina, iki adet ahır, depo ve tarla niteliğiyle, … ada … parsel sayılı 1553,98 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ahır ve tarla niteliğiyle, öncesinde … kızı …’ın 20 yılı aşkın bir zamanda beri malik sıfatıyla zilyetliğinde iken 1994 yılında bedeli mukabilinde … oğlu …’a haricen sattığı, …’ın ise taşınmazı zilyet ederken 1999 yılında haricen iki parçaya ifraz ederek … sayılı parseli kendi uhdesinde bırakarak … sayılı parseli … 2. Noterliğince düzenlenen 24/09/1999 tarih 15402 yevmiye nolu zilyetlik devir sözleşmesi ile … oğlu …’ye satarak zilyetliği devrettiği, …’nün … sayılı parsele zilyet etmekteyken 2002 yılında haricen 3 hisseye ifraz ederek bir hissesini kendi uhdesinde bırakıp 02/03/2002 tarihli senetle 1/3 hissesini … oğlu …’a, 1/3 hissesini … oğlu …’a satarak zilyetliğini devrettiği, … … parseli zilyet ederken 2002 yılında haricen 3 hisseye ifraz ederek bir hissesini kendi uhdesinde bırakıp yine 02/03/2002 tarihli senetle 1/3 hissesini İbrahim oğlu …’ye 1/3 hissesini … oğlu …’a satarak zilyetliği devrettiği açıklanmak suretiyle 1/3’er hisse ile …, … ve … adına tespit edilmiş, muterizler vekili Av. …’ın … ada … parsele yönelik itirazı komisyonca reddedilerek kadastrodaki tespit malikleri adına tesciline karar verilmiş, yeniden yapılan inceleme sırasında ise … ada … parsel sayılı taşınmazın … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/216 sayılı dosyasında davalı olduğunun anlaşılması üzerinde kadastro tutanağının mülkiyet hanesi çizilerek tutanak davalı hale getirilmiştir.
Davacı … vekili Av. …, 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/216 esasına kaydedilen 04/06/2007 tarihli dava dilekçesi ile sınırlarını bildirdiği … köyü, … mevkiinde bulanan yaklaşık 1600 m² yüzölçümündeki taşınmazın vekil eden adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmış, Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/09/2008 gün ve 2007/216-381 sayılı kararı ile çekişmeli taşınmaz hakkında … ada … parsel numarasıyla tutanak tutulduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya Kadastro Mahkemesine devredilmiştir.
Davacı … vekili Av. …, Kadastro Mahkemesinin 2009/318 esasına kaydedilen 22/01/2009 tarihli dava dilekçesi ile …ada … parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının vekil eden adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı … vekili Av. …, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1037 esasına kaydedilen 20/10/2001 tarihli dava dilekçesiyle sınırlarını bildirdiği … Köyü … mevkiinde bulunan taşınmazın … zilyetliğinde iken vekil eden tarafından 24/09/1999 tarih 15402 yevmiye numaralı senet ile satın alındığı iddiasıyla adına tescilini talep etmiş, muterizler …, … ve arkadaşları vekili Av. …, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1069 esasına kaydedilen 04/12/2011 tarihli dava dilekçesiyle, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1037 esasında kayıtlı davaya konu taşınmazın Temmuz 1967 tarih 63 ve 64 Şubat 1962 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kendilerine ait olduğunu iddia ederek, davacının taşınmaza el atmalarının önlenmesini istemiş, dava … tarafından açılan dava ile birleştirilmiş yine … çekişmeli taşınmazın 1/3 payını satın aldığı iddiasıyla davaya katılmış, daha sonra asliye hukuk mahkemesince çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak tutulduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Davacı … vekili Av. …, 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/449 esasına kaydedilen 11/09/2010 tarihli dava dilekçesi ile davalı … ile vekil eden arasında 01.03.2002 tarihli ortaklık sözleşmesi yapıldığını, ardından gayrimenkulün zilyetliğinin satış sureti ile devri sözleşmesi yapıldığını, ancak davalının sözleşmede belirtilen yükümlülükleri yapmadığını, kadastro çalışmaları sırasında davalı tarafın sunmuş olduğu 02.03.2002 tarihli gayrimenkulün zilyetliğinin satış sureti ile devri sözleşmesine dayanılarak tapu çalışmalarına devam edildiğini, bilgisi olmadan Marmaris Kadastro Mahkemesinin 2009/287 E. – 2009/1142 K. sayılı davasının açıldığını ve davanın tapuya tescille sonuçlandığını, davaya konu … ada … parsel sayılı taşınmazın tapuya kayıt ve tescil edildiğini, davalı tarafın 02.03.2002 tarihli sözleşmeye göre sözleşme bedelinin müvekkiline ödenmemesi ve sözleşmenin hukuki bir vasfının olmaması nedeniyle sözleşme konusu yere de zilyet olmadığını, dava konusu tapu kaydının geçerli bir hukukî ilişkiye dayanmadan ortaya çıktığını, bu nedenle … ada … parsel sayılı taşınmazın davalı üzerindeki hissenin iptali ile bu hissenin … adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, Asliye Hukuk Mahkemesince çekişmeli taşınmaz hakkında Kadastro Mahkemesinin 2009/318 esas sayılı doyasında devam eden dava bulunduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Davacı … Tic. A.Ş.’nin 20/09/2009 tarihli dava dilekçesiyle tapu kaydına dayalı olarak … ada … parselin tespitine yapmış oldukları itiraz üzerine, Kadastro Mahkemesinin 08/10/2009 gün ve 2009/287-1142 sayılı kararıyla davanın açılmamış sayılmasına, … ada … parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin 24/05/2010 tarihinde kesinleşmiş olup kesinleşen dava dosyası dosya arasına getirtilmiştir.
Yargılama sırasında … İnşaat Turizm Taşımacılık İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi vekil, …, … ve … mirasçısı …’dan taşınmazın satın alındığı iddiasıyla şirket adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece yukarıda belirtilen dava dosyaları birleştirildikten sonra; dava konusu hakkı temlik alan davacı … İnşaat Turizm Taşımacılık İthalat İhracat Ticaret Limitet Şirketi’nin davasının görevsizlik nedeniyle reddine, davacı ve müdahil davacı … ‘ın davasının kabulüne, …’nün davasının kısmen kabul kısmen reddine, diğer
davacıların davasının reddi ile, … köyü … ada … ve … parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanaklarındaki vasıf ile 1/3’er hisseli olarak, …, … ve … adına tespit ve tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı …, … ve arkadaşları vekili Av. …, davalı Hazine ve Orman Yönetimi, temlik alan … İnşaat Turizm Taşımacılık şirketi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır
Dairenin geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen belgelerden, davacılardan …’nun … Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/05/2015 gün ve 2014/594-390 sayılı kararı ile kısıtlandığı ve kendisine vasi olarak oğlu …’nun atandığı, ancak vasiye eldeki davayı takip için husumet izni verildiğine dair bir kararın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 114. maddesinde “dava ehliyeti” dava şartı olarak benimsenmiştir. Öte yandan, 03.03.1993 tarihli ve 773/82 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında da, dava şartlarının davanın açıldığı tarihten hükmün kurulduğu tarihe kadar varlığını devam ettirmesinin temel kural olduğu açıkça vurgulanmıştır. Diğer taraftan, HMK’nın 115/3. maddesi; “Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez” hükmünü içermektedir.
Hal böyle olunca, hâkimin, davanın başında dava şartlarının mevcut olup olmadığını kendiliğinden (re’sen) araştırmak zorunda olması yanında; dava açılırken bulunmayan dava şartlarının yargılama sırasında tamamlanması halinde davanın esasına girerek sonuçlandırması gerekeceği de kabul edilmelidir.
O halde anılan yasal düzenlemeler ve yargısal uygulamalar ile davada ileri sürülen hukuksal nedenin kamu düzeniyle ilgili bulunması karşısında; davanın, davacılardan …’na vasi atanan …’na ihbar edilerek husumet izni alması suretiyle davaya katılımının sağlanması, ondan sonra işin esasının incelenmesi için davacılar vekili ile … İnşaat Turizm Taşımacılık Ltd. Şti.nin ve davalı … Yönetimi ve Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekili Av. … ile davalı … Yönetimi ve Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1350,00.-şer TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … Yönetimi ve Hazineye; Orman Yönetimi ve Hazineden alınarak davacılara verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/02/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.