Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/9211 E. 2016/8948 K. 13.10.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9211
KARAR NO : 2016/8948
KARAR TARİHİ : 13.10.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davada … Sulh Hukuk ve … Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 28.10.2015 tarihli dilekçe ile dava dışı kişiden konut satın aldığını, konutta ikamet eden davalılara taşınmazı tahliye etmeleri ve bu süre içindeki kira bedellerini bildirdiği banka hesabına yatırması yönünde ihtarnameyi davalılara gönderdiği halde taşınmazı tahliye etmediklerini, kira bedelide ödemediklerini belirterek tahliye ve kira alacağı istemleriyle sulh hukuk mahkemesinde dava açmıştır.
… Sulh Hukuk Mahkemesi, “…taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı, davacının 21.03.2016 tarihli oturumdaki beyanından önceki malik ile davalılar arasında da kira sözleşmesinin olmadığı, davalıların ticari ilişki sebebiyle çekişmeli meskende oturdukları, uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanmadığından davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi, “…Davacı tarafından keşide edilen ihtarname içeriğinden taraflar arasındaki uyuşmazlığın asıl kaynağının sözlü kira sözleşmesi ve kiracılık ilişkisi olduğundan davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
HMK.’nun 2/I. Maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
6100 Sayılı HMK.’nun 4/I-a maddesinde ise, kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı belirtilmiştir.
Dosya kapsamından; davacının çekişmeli meskeni 06.05.2015 tarihinde satın aldığı, 15.05.2015 tarihinde davalıya ihtarname keşide ettiği, anılan ihtarnamede” taşınmazı satın aldığını, mesken ihtiyacı sebebiyle ihtarnamenin tebliğinden itibaren 6 ay içinde tahliye edilmesi, aksi takdirde yeni iktisap ve ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açacağını, bu süre içinde kira ödemelerinin bildirilen banka hesabına yatırılmasını” istediği, davacının 31.03.2016 tarihli oturumda “Davalı yeri dava dışı …’ten satın aldığını, …’nın da taşınmazı davalıların ağabeyi …’den satın aldığını, … ile … arasında ticari ilişki olduğundan
davalıların kira bedeli ödemeden taşınmazda oturduklarını, aralarında kira ilişkisinin bulunmadığını, evi 06.05.2015 tarihinde satın aldığını, ancak davalıların 11.02.2016 tarihinde boşalttıklarını” belirttiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda taraflar arasında kira ilişkisinin bulunmadığı özellikle davacının 31.03.2016 tarihli oturumdaki beyanından anlaşılmakla uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; … Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.