Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/8583 E. 2019/1311 K. 27.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8583
KARAR NO : 2019/1311
KARAR TARİHİ : 27.02.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili, 27.10.1987 tarihli dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … köyü, … mevkiinde bulunan toplam 10 parça taşınmazın müvekkili ile davacı gerçek kişilerin ortak murisinden miras yoluyla kendilerine kaldığı iddiasıyla irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak husumeti … ve …’ya yönelterek taşınmazların müvekkili ile davalı gerçek kişiler adına miras hisseleri oranında tescili istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmıştır.
Davacılar … ve …, 11.07.1990 tarihli dilekçelerinde sınırlarını bildirdiği … köyü, … Kuyu mevkiinde bulunan yaklaşık olarak 15 dönümlük taşınmazın babalarından miras yoluyla kendilerine kaldığı ve kardeşler arasında taksim olmadığı halde, davalı …’nun miras bırakanlarının sağlığında kendisine verdiği iddiasıyla taşınmazı tek başına sahiplendiğini ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında açtığı tescil davasında da bu taşınmazı konu etmediğini belirterek husumeti … ile …. …, … ve Hazineye yönelterek taşınmazın miras hisseleri oranında kendileri ve davalılar … ve … adına miras hisseleri oranında tescili istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmışlardır.
Asliye hukuk mahkemesince tescil davasına konu edilen taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle ayrı ayrı görevsizlik kararı verilerek dosyalar kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Davacı …, 24.04.1991 tarihli dilekçesinde … köyü, 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın … olarak tesbit edildiğini, ancak taşınmazın … olmadığı ve murisinden intikalen kendisine kaldığı iddiasıyla irsen intikal, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak husumeti … ve … Yönetimine yönelterek 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle kadastro mahkemesine dava açmıştır.
Kadastro mahkemesince, davanın kabulüne ve 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın …10.1992 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen 12700,00 m²’lik bölümünün 107 ada 56 sayılı parselden ifrazı ile … oğlu … adına son parsel sayısıyla tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazinenin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12.05.1994 gün ve 1994/4072 E. – 5708 K. sayılı kararıyla özetle; “Çekişmeli 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın aynı mahkemenin 1991/72 Esasında kayıtlı dava dosyasında da davaya konu olduğu, taşınmazın daha önce açılmış tescil davasına konu olması nedeniyle düzenlenen kadastro tespit tutanağının malik hanesinin açık bırakıldığı, kadastro tesbit tutanağının malik hanesi boş bırakılarak düzenlenmesi ve mahkemeye bu şekilde aktarılması halinde, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca askı ilânının mahkemece yaptırılmasının zorunlu olduğu, ancak askı ilânının yerine getirilmediği ve birleştirilmeden sonra bu eksikliğin yerine getirilmesi ve dosyanın aynı mahkemenin 1991/72 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Davacı …, 27.03.1991 tarihli dilekçesiyle … köyü, 107 ada 54 parsel sayılı ve kendi adına tesbit edilen taşınmazının parçası olan yaklaşık 13500,00 m²’lik taşınmazın … bölgesi olarak bırakıldığı iddiasıyla husumeti …, … Yönetimi ve … köy tüzel kişiliğine yönelterek kadastro mahkemesine dava açmıştır.
Kadastro mahkemesince, davanın kabulüne ve dava konusu 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın …10.1992 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 9000,00 m²’lik bölümünün 107 ada 56 sayılı parselden ifrazı ile bu bölümün son parsel sayısıyla davacı Aşır oğlu … … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … ve … Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12.05.1994 tarih ve 1994/4071 E. – 5707 K. sayılı kararıyla özetle; “Çekişmeli 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın aynı mahkemenin 1991/72 Esasında kayıtlı dava dosyasında da davaya konu olduğu, taşınmazın daha önce açılmış tescil davasına konu olması nedeniyle düzenlenen kadastro tesbit tutanağının malik hanesinin açık bırakıldığı, kadastro tesbit tutanağının malik hanesi boş bırakılarak düzenlenmesi ve mahkemeye bu şekilde aktarılması halinde, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca askı ilânının mahkemece yaptırılmasının zorunlu olduğu, ancak askı ilânının yerine getirilmediği ve birleştirilmeden sonra bu eksikliğin yerine getirilmesi ve dosyanın aynı mahkemenin 1991/72 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
…, 27.06.1990 tarihli harçlı dilekçesiyle asliye hukuk mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasına konu taşınmazlarda dedesi .. nedeniyle miras hissesi bulunduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
…, 27.06.1990 tarihli dilekçesiyle asliye hukuk mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasına konu taşınmazlarda ölü …’nun oğlu …’nun mirasçısı olması nedeniyle miras hissesi bulunduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
…, 16.07.1990 tarihli harçlı dilekçesiyle sınırlarını bildirdiği … Köyü, … Mevkiinde bulunan ve davacı …’nun dava konusu ettiği toplam 10 parça taşınmazın 1936 tarih 97, 140, 144, 145, 184, 213, 480, 180, 426, 451, 459 ve 492 numaralı vergi kayıtları ile annesinin babası … ve kardeşi … adlarına kayıtlı olduğunu ve çekişmeli taşınmazlara annesi nedeniyle mirasçı olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
Yörede 1990 yılında yapılan kadastro sırasında … köyü, 103 ada 48 parsel sayılı 10200,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın taksimle …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/160 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, 1936 tarih 286 nolu 60 ar miktarındaki vergi kaydı dayanak yapılarak bağ ve tarla niteliğiyle malik hanesi boş olarak tesbit edilmiştir.
103 ada 49 parsel sayılı 2175,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın taksimle …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, 1936 tarih 286 nolu 60 ar miktarındaki vergi kaydı dayanak yapılarak bağ niteliğiyle malik hanesi boş olarak tesbit edilmiştir.
103 ada 50 parsel sayılı 2900,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın taksimle …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, 1936 tarih 286 nolu 60 ar miktarındaki vergi kaydı dayanak yapılarak bağ niteliğiyle malik hanesi boş olarak tespit edilmiştir.
104 ada 107 parsel sayılı 15100,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın taksimle …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, 1936 tarih 213 nolu 2 hektar miktarındaki vergi kaydı dayanak yapılarak tarla ve bağ niteliğiyle malik hanesi boş olarak tesbit edilmiştir.
104 ada 108 parsel sayılı 2767,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın taksimle …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, 1936 tarih 213 nolu 2 hektar miktarındaki vergi kaydı dayanak yapılarak bağ niteliğiyle malik hanesi boş olarak tespit edilmiştir.
104 ada 109 parsel sayılı 2210,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın taksimle …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğunu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, 1936 tarih 213 nolu 2 hektar miktarındaki vergi kaydı dayanak yapılarak tarla niteliğiyle malik hanesi boş olarak tespit edilmiştir.
104 ada 110 parsel sayılı 6500,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın taksimle …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, 1936 tarih 213 nolu 2 hektar miktarındaki vergi kaydı dayanak yapılarak bağ niteliğiyle malik hanesi boş olarak tespit edilmiştir.
104 ada 111 parsel sayılı 19700,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın taksimle …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, 1936 tarih 213 nolu 2 hektar miktarındaki vergi kaydı dayanak yapılarak tarla niteliğiyle malik hanesi boş olarak tesbit edilmiştir.
104 ada 173 parsel sayılı 12400,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın … çocukları …, …, … ve …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, 1936 tarih 97 nolu 20 ar miktarındaki vergi kaydı dayanak yapılarak bağ niteliğiyle malik hanesi boş olarak tespit edilmiştir.
104 ada 196 parsel sayılı 4133,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın taksimle … ve …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, 1936 tarih 140 nolu … ar miktarındaki vergi kaydı dayanak yapılarak kavaklık niteliğiyle malik hanesi boş olarak tesbit edilmiştir.
107 ada 53 parsel sayılı 29333,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın taksimle …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle belgesizden tarla niteliğiyle malik hanesi boş olarak tesbit edilmiştir.
107 ada 56 parsel sayılı 253250,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın tamamının 63 nolu … Kadastro Komisyonunun 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince Devlet Ormanı sayılan yerlerden olduğu ve Devlet Ormanı olarak sınırlandırılmış olduğundan … adına devlet ormanı olarak tespitinin yapılacağı, ancak parsel içerisinde … Asliye Hukuk Hâkimliğinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında hudutları belirtilen ve bu parsel tutanağına ekli krokide kırmızı ile taralı bölümün … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle … Devlet Ormanı niteliğiyle malik hanesi boş olarak tesbit edilmiştir.
136 ada 6 parsel sayılı 48,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle belgesizden kerpiç harabe ev niteliğiyle malik hanesi boş olarak tespit edilmiştir.
141 ada 3 parsel sayılı 138,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, belgesizden kerpiç ev, ahır ve bahçesi niteliğiyle malik hanesi boş olarak tespit edilmiştir.
143 ada 5 parsel sayılı 296,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın …’nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/295 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, belgesizden kerpiç ev, samanlık ve kaya ambar niteliğiyle malik hanesi boş olarak tesbit edilmiştir.
Mahkemece, ayrı ayrı açılan davalar 1086 sayılı HUMK’nın 45. maddesi gereğince birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, dahili davacılar…, … ve … mirasçıları … (…) …’ın açmış olduğu davaların reddine, dahili davacı … kızı …’nun açmış olduğu davanın reddine, davacılar … ve …’nun davalılar …, …, … köyü köy tüzel kişiliği ve …’ye karşı açmış oldukları davanın reddine, davacı …’nun açmış olduğu davanın feragat nedeniyle reddine, davacı … ve …’in davalı … Yönetimi ve Hazineye karşı 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazla ilgili açmış oldukları davanın kabulüne, … ilçesi, … köyü, 107 ada 53, 103 ada 50, 104 ada 108 ve 111, 136 ada 6, 141 ada 3 ve 143 ada 5 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanağının malik hanesinin … ve … oğlu, 1933 doğumlu … yazılarak tapuya kayıt ve tesciline, 104 ada 107 ve 109, 103 ada 49 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanağının muris … mirasçıları adına miras hisseleri oranında yazılarak tapuya kayıt ve tesciline, 104 ada 173 ve 196 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanağının malik hanesinin … ve … oğlu … ile … mirasçıları adına miras hisseleri oranında yazılarak tapuya kayıt ve tesciline, 104 ada 110 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının malik hanesinin … ve … oğlu 1930 doğumlu … yazılarak tapuya kayıt ve tesciline, 103 ada 48 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının malik hanesinin … mirasçıları adına miras hisseleri oranında yazılarak tapuya kayıt ve tesciline, 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın 16.06.2009 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 12700,00 m² yüzölçümündeki bölümünün 107 ada 56 sayılı parselden ifrazı ile son parsel sayısı ile … oğlu … adına, aynı krokide (C) harfi ile gösterilen 9000,00 m² yüzölçümündeki bölümünün 107 ada 56 sayılı parselden ifrazı ile son parsel sayısıyla … oğlu … adına ve 107 ada 56 sayılı parselin geriye kalan bölümünün … vasfıyla … adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davalı … mirasçıları olan dahili davalılar … ve … ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 20/05/2013 tarihli 2013/2149 – 5840 K. sayılı kararı ile “…) Davalılar … ve …’nun temyiz itirazları ile davalı Hazinenin 103 ada 48, 49 ve 50, 104 ada 107, 108, 109, 110, 111 ve 173, 136 ada 6, 141 ada 3, 143 ada 5 parsel sayılı taşınmazların tamamına ve 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman … bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerinin … sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümleriyle … ile komşu olmayan 103 ada 48, 49 ve 50, 104 ada 107, 108, 109, 110, 111 ve 173, 136 ada 6, 141 ada 3, 143 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden adına tescil kararı verilen kişiler yararına TMK’nın 713/…, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerindeki yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşıldığına ve 141 ada 3, 143 ada 5 ve 136 ada 6 parsel sayılı taşınmazların yerel bilirkişi ve taraf beyanlarından, taraflar arasındaki taksimle …’ya isabet ettiği anlaşıldığına göre, davalı gerçek kişilerin 141 ada 3, 143 ada 5 ve 136 ada 6 parsel sayılı taşınmazların … ile birlikte murisleri …’ya ait olduğu yönünde, davalı Hazinenin ise, 103 ada 48, 49 ve 50, 104 ada 107, 108, 109, 110, 111 ve 173, 136 ada 6, 141 ada 3, 143 ada 5 parsel sayılı taşınmazların tamamına ve 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) ve (C) harfi ile gösterilen bölümleri yönünden adına tescil kararı verilen kişiler yönünden kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı yönünde yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile anılan parseller yönünden kurulan usul ve kanuna uygun olan hükümlerin onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı Hazinenin 107 ada 53 parsele yönelik temyiz itirazları yönünden,
Mahkemece, 107 ada 53 parsel sayılı taşınmazın … adına tesciline karar verilmiş ise de verilen karar usûl ve kanuna aykırı olduğu gibi anılan parselle ilgili herhangi bir araştırma ve inceleme de yapılmamıştır. Şöyle ki; 107 ada 53 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbit tutanağının edinme sütununda, anılan taşınmazın taksimle …‘nun zilyetliğinde olduğu ve taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olduğu belirtilerek tarla niteliğiyle ve malik hanesi açık bırakılarak tespit edilmiştir. Mahkemece, 12.06.2009 tarihinde yapılan keşifte 107 ada 53 parsel sayılı taşınmazın başına gidilmemiş ve anılan parsel yönünden yerel bilirkişi beyanı alınmamıştır. Yine, 12.06.2009 tarihinde yapılan keşifte görev alan ziraat ve fen bilirkişileri de hazırladıkları raporlarında 107 ada 53 parsel sayılı taşınmaz hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunmamışlardır. Ayrıca, 107 ada 53 parsel sayılı taşınmaz, … ile komşu olmasına rağmen, … araştırması da yapılmamıştır. Oysa, uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesi uyarınca çözümlenmesi gerekir bir nitelik arzettiği açıktır. Hal böyle olunca; mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re’sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekirken, inceleme ve araştırmaya konu yapmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
O halde, mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve … Bakanlığı (… ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman … yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir … mühendisi, bir tarım uzmanı ziraat mühendisi ve bir fen elemandan oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi … olan bir yerin üzerindeki … bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt … toprağının … sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman … bilirkişilerden, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine bilgisayar ortamında (… veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, bilimsel verileri bulunan …li rapor alınmalı, keşifte, çekişmeli taşınmaz hâkim tarafından gözlemlenmeli, taşınmaz üzerinde neler bulunduğu, (bitki örtüsü, ağaçların cinsi, sayısı, … ağaçları varsa, bunların toplumu dağınık mı bulundukları vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağı ve bilirkişi raporlarına yazılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı, çekişmeli yeri sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, taşınmazın … sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazın … sayılan yerlerden olduğunun tespiti halinde, taşınmazın … niteliğiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların … sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu ya da en yakındaki kadastro parsellerinin tutanak ve dayanakları, komşu ya da yakında bulunup tapuda kayıtlı taşınmazların tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise ilgili hüküm dosyaları getirtilip dayanak kayıt ve krokiler uygulanarak, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli ve 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re’sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp, dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
3) Davalı Hazinenin 104 ada 196 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazlarına gelince,
Mahkemece, 104 ada 196 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının malik hanesinin … ve … oğlu … ile … mirasçıları adına miras hisseleri oranında yazılarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; çekişmeli 104 ada 196 parsel sayılı taşınmazın dört tarafı 104 ada 233 sayılı mera parseli ile çevrilidir. Dava konusu 104 ada 196 parsel, bu haliyle mera bütünlüğü içinde olup, 104 ada 196 parsel sayılı taşınmazın gerçek kişiler adına tescili halinde mera bütünlüğü bozulacağından kamu malı niteliğindeki bu tür yerlerin esasen zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün değildir. Bu nedenle, dava konusu 104 ada 196 parsel sayılı taşınmazın mera niteliği ile özel siciline kaydına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
Ayrıca, 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümleri dışında 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan bölümü hakkında sicil oluşturulmaması da doğru değildir.
Bundan ayrı; davacı … …, 27/03/1991 tarihli dava dilekçesinde 107 ada 54 sayılı parsel hakkında dava açtığını belirtmiş ise de, 19/10/1992 tarihli dilekçesiyle tavzih talebinde bulunarak dava etmek istediği parselin 107 ada 56 sayılı parsel olduğunu açıklamıştır. Esasen 107 ada 54 sayılı parselin 3/…’ü … …, …/…’ü … adına tesbit edilmiştir. Bu durumda, 107 ada 54 sayılı parsel hakkında bu açılmış bir dava olmamasına rağmen, tutunağın aslı dosya içerisindedir. Tutanağın olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, bu yönde karar verilmemesi de doğru değildir.” gereğine değinilerek 103 ada 48, 49 ve 50, 104 ada 107, 108, 109, 110, 111 ve 173, 136 ada 6, 141 ada 3, 143 ada 5 parsel sayılı taşınmazların tamamına ve 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümleri hakkında kurulan usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, 107 ada 53, 104 ada 196 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükümlerle 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın kabule konu bölümü dışında kalan bölümü [krokide (B) ve (C) harfleriyle gösterilen bölümleri dışında kalan bölüm] hakkında sicil oluşturulmaması ve 107 ada 54 sayılı parselin tutanağının olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesi gerektiği” yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozulan kısma yönelik olarak bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuş, yargılama sonunda kesinleşen parseller hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı …’nun açmış olduğu davanın feragat sebebiyle reddine, 104 ada 196 sayılı parselin mera niteliğinde olduğu anlaşıldığından belirtilen yüzölçümde olmak üzere mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline kaydına, 107 ada 53 sayılı parsel hakkında açılan davada kadastro tutanağının malik hanesinin … ve … oğlu … adına tespit tutanağında belirtilen yüzölçümde olmak üzere tapuya kayıt ve tesciline, 107 ada 56 parselden fen bilirkişi … …’nin mahkememize ibraz etmiş olduğu 16.06.2009 tarihli kroki ve raporunda (B) harfi ile gösterilen 12.700 m²’lik yerin dava konusu taşınmaz olan 107 ada 56 parselden ifrazen iptali ile davacı … oğlu … adına, (C) harfi ile gösterilen 9.000 m²’lik yerin dava konusu taşınmaz olan 107 ada 56 sayılı parselden ifrazen iptali ile davacı … oğlu … … adına, (A) harfi ile gösterilen 1200.00 m²’lik kırmızı boya ile gösterilen yerin … vasfıyla … adına olmak üzere aynı ada da son parsel numarası verilmek sureti ile tapuya kayıt ve tescillerine, 107 ada 56 sayılı parselden aynı fen raporunda belirtilen (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen yerler haricinde kalan kısmın da … vasfıyla … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan … vekili tarafından 107 ada 53 ve 107 ada 56 sayılı parsellerin kişiler adına tescil kararı verilen kısımları bakımından temyiz etmiştir.
Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkin olarak açılan dava, çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesiyle kadastro tesbitine itiraza dönüşmüştür.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden sonra 1990 yılında yapılıp eldeki dava yönünden kesinleşmeyen … kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 27/02/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.