Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/7885 E. 2017/2518 K. 28.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7885
KARAR NO : 2017/2518
KARAR TARİHİ : 28.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … Yönetimi, … Beldesi, … mahallesi 431 parsel sayılı taşınmazın, … Arazi Kadastro Mahkemesinin 1956/49-36 sayılı kararı ile kadastro tespitinin iptal edilerek … adına … niteliği ile tesciline karar verildiğini, ancak kararın infazı sırasında hatalı olarak çalılık niteliği ile tapuya tescil edildiğini, 1994 yılında Mal Müdürlüğünce davalı …’e satıldığını, taşınmazın hükmen … olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile … niteliğiyle … adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile … niteliğiyle … adına tesciline karar verilmiş, hüküm … tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 08/09/2014 tarih 2014/5184-2014/7108 sayılı kararında özetle; “…Dava konusu parsel, davalı … adına tapuda kayıtlıdır. Dava, mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu tür davalar kayıt maliki, kayıt maliki ölmüş ise mirasçıları aleyhine açılır. Kayıtta malik görülmeyen … bu davada davalı olarak gösterilmesinde gerek ve zaruret bulunmamaktadır. Bu nedenle, mahkemece … hakkındaki davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. ” denilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra açılan davanın davalı … yönünden husumet yokluğu sebebiyle reddine,
… ili, … ilçesi, … köyü, 431 sayılı parselin davalı … adına olan tapusunun iptali ile, “… Vasfı İle” … adına tapuya kayıt ve tesciline, mahkememizin 2012-126 Esas 2013-110 Karar sayılı ilamıyla karar verildiği ve kesinleştiği anlaşılmakla, davalı …’in davalı sıfatı bulunmadığından hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar başlığından davalı …’in isminin çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 17/10/1991 tarihinde askı ilânı yapılıp kesinleşen … kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece çekişmeli taşınmazın kayıt maliki olan davalı … yönünden kabulüne, davalı … yönünden ise husumet yokluğundan reddine şeklinde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak … açılan davanın husumetten reddedilmiş olmasına karşın … alınarak
davacı … Yönetimine vekalet ücreti ödenmesine karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasında yer alan “Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1.500,00.- TL ücreti vekaletin davalı … Mal Müdürlüğünden alınarak davacı idareye verilmesine” cümlesinin çıkartılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nun 438/7 maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 28/03/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.