Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/7448 E. 2019/99 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7448
KARAR NO : 2019/99
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı …, sulh hukuk mahkemesine verdiği 09/11/2009 tarihli dava dilekçesi ile kendisine ait taşınmazların 112 ada … sayılı … olarak tescil edilen parsel içinde kaldığı iddiasıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak dava açmış, …, …, … ve …, …, …, …, … tarafından aynı parsele yönelik açılan dava dosyaları birleştirildikten sonra taşınmazların değeri itibarıyla asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesince davacılar …, …, …, …tarafından açılan tefrik edildikten sonra …, …, … ve … ve … davalarının, 3402 sayılı Kadastro Kanununun …. maddesi ve 6831 sayılı … Kanununun 11. maddesine göre hak düşürücü süre içerisinde tapu kaydına dayanılarak dava açılabileceği gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/2 ve 115/2. maddeleri gereğince davacıların davalarının dava şartı yokluğu nedeniyle usûlden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 21/05/2015 tarih 2014/9797 Esas 2015/223 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih ve 2012/108 Esas – 2013/64 Karar sayılı ilâm ile 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı … Kanununun, 5/11/2003 tarihli ve 4999 sayılı … Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasa’nın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptallerine karar verilmiştir. Karar 12.07.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış, yayımdan itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve mahkemenin ret karından sonra 26/2/2014 tarihli ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ….3.2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 6527 sayılı Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı … Kanununun 11. maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “… kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. … kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak … hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
Getirilen bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabilecektir.
Eldeki dava, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun …. maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu … olarak tescil edilen taşınmaza karşı on yıllık süre içerisinde açılmış olup, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde 6527 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden, … kadastrosuna itiraz davalarının 10 yıl içinde zilyetliğe dayalı olarak açılabileceği nazara alınarak tapu kaydı koşulu aranmaksızın işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi”gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu;
Davacı … tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile … ili, … ilçesi … mahallesi … mevkiinde kain, 112 ada … parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi … …’un 13/04/2012 tarihli raporuna ekli krokide (D) harfi ile gösterilen 12.495,17 m²’lik kısmının ayrı bir parsel numarası verilerek davalı … adına olan tapusunun iptali ile davacı … adına kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin olan talebinin reddine,
Davacı … tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile … ili … ilçesi … mahallesi … mevkiinde kain, 112 ada … parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi … ‘un 13/04/2012 tarihli raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 8.691,19 m²’lik kısmının ayrı bir parsel numarası verilerek davalı … adına olan tapusunun iptali ile davacı … adına kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin olan talebinin reddine,
Davacı … tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile, … ili, … ilçesi … mahallesi … mevkiinde kain, 112 ada … parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ……un 13/04/2012 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 7.835,36 m²’lik alan ile (D) harfi ile gösterilen 5.598,76 m²’lik kısmın ayrı bir parsel numarası verilerek davalı … adına olan tapusunun iptali ile davacı … adına kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin olan talebinin reddine,
Davacılar … ve … tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun …. maddesi hükmüne göre … sınırlandırması yapılmış, taşınmaz … sınırları içinde kalmaktadır.
Mahkemece, yapılan araştırma  ve inceleme hükme yeterli değildir. 
Şöyle ki; davanın ilk olarak açıldığı sulh hukuk mahkemesince yapılan keşif yeterli görülmüş asliye hukuk mahkemesince yeniden keşif yapılmadan keşfe katılmayan … bilirkişisinden ek rapor alınmış ve bu ek rapor hükme dayanak yapılmıştır.
Görevsiz mahkemede yapılan keşfe ve keşfe katılmayan … bilirkişisinden alınan ek rapora göre hüküm kurulmuş olması yerinde değildir
Ayrıca dava konusu … köyü 112 ada … parsel sayılı taşınmaza karşı açılan ve bu dosyadan tefrik edilen yerlere ait dava dosyaları dosya arasına alınmamış, aynı parsele ilişkin açılan davalarda kesinleşen ve/veya dersdest olan davalı yerler krokide gösterilmemiş, 13/04/2012 tarihli fen bilirkişi raporunda dava edilen yerler dava konusu 112 ada … parselin tamamını gösteren kroki üzerinde işaretlenmemiş olduğundan … bilirkişi ve fen bilirkişi raporu denetlenememiştir.
Davacılar … ile …’ın dava ettiği yerler, fen ve … bilirkişi raporlarında karıştırılmış olup hangi kısmın hangi davacı tarafından dava edildiği netleşmemiştir.
Bundan başka davacılardan … tarafından dava edilen ve 13/04/2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen taşınmazın dava konusu olmayan 101 ada … parsel içerisinde kaldığı bildirildiği halde mahkemece bu taşınmaz da dava konusu 112 ada … sayılı parsel içindeymiş gibi hüküm kurulmuştur.
Davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış olduklarına göre en eski memleket haritası ve hava fotoğrafı yanında kadastro tespitinin yapıldığı 2009 yılından 15-20 yıl öncesine ilişkin memleket haritası ve hava fotoğrafları da incelenerek davacılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerekirken mahkemece bu yönde bir araştırma da yapılmamıştır.
O halde; mahkemece 112 ada … parsel için açılan bu dosyadan tefrik edilerek sulh hukuk mahkemesine görevsizlikle gönderilen dava dosyaları, aynı taşınmaza ilişkin açılmış başka bir dava varsa o dava dosyaları, dava edilen alanlara komşu olan taşınmazlara ilişkin kadastro tutanakları tapu kayıtları dosya içerisine alındıktan sonra önceki keşifte görev almayan üç … mühendisi, bir fen elemanı, bir ziraat uzmanı bilirkişi marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, öncelikle dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen …/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski ve kadastro tespitinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası ve bunun yapımına esas alınan hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler tüm çevreye uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, o tarihlerde taşınmazların kulalanılıp kullanılmadığı, kullanım varsa ne şekilde olduğu, üzerinde bulunan bitki örtüsünün cinsi dağılımı yaşları konusunda rapor alınmalı, aynı parsel içinde dava konusu edilen ve kesinleşen dosyalar ile varsa derdest olan dosyalarda dava konusu edilen yerler kroki üzerinden dosya esas ve karar numarası yazılarak işaretlenmeli, aynı mahkemede dava konusu olan ve derdest olan dosyalar varsa dosyaların birleştirilmesi düşünülmeli, komşu taşınmazların durumu da gözönünde bulundurularak çekişmeli taşınmazın … bütünlüğü içinde kalıp kalmadığı, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi anlamında … içi açıklık olup olmadığı değerlendirilmeli, … sayılmayan yerlerden ise ziraat uzmanı bilirkişiden taşınmazda bulunan bitki örtüsü; varsa ağaç sayısı, yaşı, taşınmazdaki dağılımı, hakim ağaç türünün ne olduğu, ekonomik amaca uygun zilyedlik bulunup bulunmadığı konusunda bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, dava konusu 112 ada … parsel dışında kalan taşınmazların dava konusu olmadığı da gözetilerek elde edilecek sonuç çerçevesinde karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ve davalıların temyiz  itirazlarının  kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/01/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.