Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/696 E. 2017/8747 K. 02.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/696
KARAR NO : 2017/8747
KARAR TARİHİ : 02.11.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının malik ve hissedarı olduğu … ilçesi , … mah. 5054 ada 9 parselin …3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/638 E . ve 2013/472 K.sayılı ilamı ile 245,79m2’lik kısmının orman olduğundan tapu kaydının iptali ile Hazine adına orman olarak tesciline karar verildiğini, verilen kararın 10/10/2014 tarihinde kesinleştiğini, davacının tapu kaydının iptali nedeni ile zarara uğradığını belirterek HMK 107. maddesi gereği yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu artırılmak üzere tapu kaydının iptal edilen 245,79 m2’lik kısmı için 10.000,00.-TL tazminatın iptal kararının kesinleştiği 10/10/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/11/2015 tarihli talep attırım dilekçesiyle, dava değerini 39.158,00.-TL artırarak toplamda 49.158,00.-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne,
49.158,00.-TL’nin 10/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir
Dava, TMK’nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nispi harca tabi davalardandır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır” hükmüne yer verilmiştir.
Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. – 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tabi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nispi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilam harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde 10000.-TL tazminat talebinde bulunmuş, sonra da; 10/11/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava değerini 49.158,00.-TL’ye arttırmış ancak dava açarken 27,70.-TL maktu harç yatırmış, ıslah dilekçesinde artırdığı değer için ise tamamlama harcı yatırmamıştır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, dava ve ıslah harcı tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca ıslah edilen dava değeri üzerinden nispi harcı ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden aksi halde dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı tamamlanmayan dava ve ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına 02/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.