Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/6402 E. 2019/98 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6402
KARAR NO : 2019/98
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi ve asli müdahil … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … Yönetimi vekili 30.07.2007 havale tarihli üç ayrı dava dilekçesi ile; … Bölge Müdürlüğü 5 nolu … Kadastro Komisyonunca … köyünde yapılan … kadastrosunun 03.04.2007 tarihinde askı yoluyla ilan edildiğini; … köyü 305, 306 ve 307 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına tespit edildiklerini; davaya konu olan ve davalılar adına tespit gören parsellerin eskiden beri Devlet ormanı olduklarını ve halen daha … niteliği bulunan ve … bütünlüğü teşkil eden yerlerden olduğunu; Devlet ormanlarının kazandırıcı zaman aşımı zilyetlik ve tapu kaydı ile mülk edinilemeyeceğini ve özel mülke de konu olamayacağını; Bu sebeple yapılan tespitin hatalı olduğunu ve bu nedenlerle davalılar adına tespitin iptalini … köyü 305, 306, 307 parsel sayılı taşınmazların … vasfı ile … adına tescilini talep ve dava etmiştir.
… Yönetiminin 305 parsel sayılı taşınmaz için açtığı dava mahkemenin 2007/19 Esas 306 parsel için açtığı dava 2007/18 Esas, 307 parsel için açtığı dava ise 2007/17 Esas sırasına kaydedilmiş, daha sonra bu dosyaların 2007/15 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş, 2007/15 Esas sayılı dosyada 305, 306 ve 307 parsel ile diğer taşınmazlar için tefrik kararı verilmiş, bu taşınmazlar mahkemenin 2009/16 Esas sayılı dosyasına kaydedilmiş, 26/03/2009 tarihinde verilen ikinci tefrik kararı ile … köyü 305, 306 ve 307 parsel sayılı taşınmazlar temyize konu 2009/30 Esas sayılı dosyaya kaydedilmiştir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucu dava konusu taşınmazların 1954 yılında yapılan arazi kadastrosunda tespit ve tescil edildiği, 2007 yılında yapılan … kadastrosunun 2. kadastro olduğu gerekçe gösterilerek davacıların davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi ve asli müdahil … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 6 aylık sürede açılan … kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 26/11/1982 tarihinde ilân edilerek kesinleşen … kadastrosu ile 03/04/2007 tarihinde 6 ay süre ile ilân edilen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması vardır.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu … köyünde arazi kadastrosu 1954 yılında yapılmış, 100 parsel sayılı taşınmaz Nisan 1306 tarih ve 71 sıra numaralı tapu kaydı ve tedavülleri uygulanarak 46000 m2 yüzölçümü ve tarla vasfı ile … ve arkadaşları adına tespit edilmiş, … tarafından açılan tespite itiraz davası sonucu kadastro mahkemesinin 1966/368 E. – 1975/172 K. sayılı ilamı ile davanın feragat nedeni ile reddine taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, 100 parsel sayılı taşınmaz …/3/1976 tarihinde hükmen tespit malikleri adına tescil edildikten sonra 13/01/2005 tarihinde ifraz edilmiş, 305 parsel 32624 m2 tarla vasfı ile, 306 parsel 5154 m2 kanal vasfı ile 307 parsel ise 8222 m2 ve tarla vasfı ile tapu malikleri adına tescil edilmiştir.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; … kadastrosu ve genel arazi kadastrosu işlemleri, tabi oldukları kanun, hukuki konuları ve doğurdukları sonuç itibariyle birbirinden farklı olduğundan, genel kadastrodan sonra yapılan … kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 22/…. maddesi anlamında 2. kadastro olarak kabul edilemez. 3402 sayılı Kanunun 22. maddenin beşinci fıkrasında “Tahditleri yapılarak kesinleşmiş ve tescil edilmiş ormanlara ait kayıt ve belgelerin tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılır” hükmü bulunmaktadır. 3402 sayılı Kanunun yürürlüğü tarihinden önce genel kadastrosu yapılan yerlerde, tahditleri yapılmayan ormanlarda ve yine bu Kanunun yürürlüğünden sonra aynı Kanunun …/3. maddesi hükmüne göre yapılan çalışma sonucu tescili yapılan ormanlarda ne gibi işlem yapılacağı konusunda Kadastro Kanununda hüküm bulunmadığından, bu tür ormanlar hakkında özel Kanun olan 6831 sayılı … Kanununun uygulanması gerekir. Anılan Kanunun 22.05.1987 tarih ve 3373 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesinde “Devlet ormanlarının, hükmü şahsiyete haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, … kadastrosu ve ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti, … kadastro komisyonları tarafından yapılır” hükmü bulunmakta olup, kanun maddesinde daha önce arazi kadastrosu yapılan ve yapılmayan taşınmaz ayrımının yapılmadığı görülmektedir. 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerini değiştiren 3373 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra bu kanun hükümlerine göre çıkarılan ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6831 sayılı … Kanununa göre … kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesi uygulaması hakkındaki yönetmeliğin kapsamı başlıklı 2.; … Kadastro Komisyonlarının Görevi başlıklı 8. maddelerinde hangi taşınmazların … kadastrosunun yapılacağının gösterildiği, tapu ve kadastro dairelerinden istenecek bilgi ve belgeler başlıklı 18. maddesinde “… kadastrosu yapılacak yerlerin daha önce tapulaması yapılmış ise kadastro pafta örnekleri ile tapu kayıt örneklerinin tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden getirileceği”, Devlet Ormanları Olarak Sınırlandırılacak Yerler başlıklı 23. maddesinde tapulu tapusuz ya da daha önce arazi kadastrosu yapılan yer ayrımı yapılmaksızın 6831 sayılı Kanunda tanımı yapılan yerlerin ve 4785 sayılı Kanun gereğince devletleştirilmiş veya devletleştirmeye tabi ormanlar ile Devlet ormanı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunan yerlerin … kadastrosunun yapılacağı ve aynı yönetmeliğin … Olarak Sınırlandırılan Tapulu Yerlerin … İşletme Müdürlüğüne Bildirilmesi başlıklı 29. maddesinde “… Kadastro Komisyonlarının, … olarak sınırlandırılan tapulu yerleri, harita, liste ve tutanaklarını … işletme müdürlüklerine göndereceği ve müdürlük tarafından kesinleşmiş … sınırları içinde kalan hukuken geçersiz hale gelmiş tapuların kısmen veya tamamen iptali için gerekli işlemlerin yapılacağı” ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile yine 5/11/2003 tarihli ve 4999 sayılı Kanun ile değiştirilen 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi ile daha önce … kadastrosu yapılan ancak herhangi bir nedenle … sınırı dışında bırakılan ormanların dahi … kadastrosunun yapılabileceği” öngörülmüştür. Böylece daha önce … kadastrosu yapılan yerlerde dahi … kadastrosu yapılmasının ikinci kadastro olmayacağı kanun ile de hüküm altına alınmıştır. 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 02.09.1986 tarihli Yönetmeliği Yürürlükten Kaldıran … Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 2, 10, 21, 26, 27 ve 32. madde hükümleri de birlikte değerlendiğinde, daha önce genel arazi kadastrosu yapılan yerlerde, sonradan … kadastrosunun yapılmasının yasal olduğu, dayanılan kanun kuralları ve hukuki sonuçları farklı olduğundan … ve arazi kadastrosunun birbirine karşı ikinci kadastro olmayacağı sonucuna ulaşılmaktadır. 3116 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.06.1937 ve 6831 sayılı … Kanununun yürürlüğe girdiği 08.09.1956 tarihlerinden bu yana … Genel Müdürlüğünün uygulamaları da bu doğrultudadır.
Hal böyle olunca, somut olayda, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 03/04/2007 tarihinde ilan edilen … kadastrosu ve 2/B madde uygulamasının 1954 yılında yapılan tapulama çalışmasına karşı ikinci kadastro kabul edilemeyeceğinden işin esasına girilerek yöntemine uygun şekilde … araştırması yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de; … asli müdahil sıfatı ile karar başlığına yazılmış olup, dosyada … tarafından verilmiş bir müdahale dilekçesi bulunmadığı gibi duruşma tutanaklarından da bir davası olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Ancak dava konusu taşınmazlar mahkemenin 2007/15 Esas sayılı dosyasında davalı iken bu dosyada tefrik edilmiş ve mahkemenin 2009/16 Esas sayılı dosyasına kaydedilmiş, daha sonra 2. kez tefrik kararı verilerek temyize konu sıraya kaydedilmiş olup tefrik edilmeden önceki dosyalar da Hazinenin bir müdahale talebi olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmelidir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetimi ile asli müdahil … vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 15/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.