Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/6234 E. 2017/1835 K. 06.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6234
KARAR NO : 2017/1835
KARAR TARİHİ : 06.03.2017

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi ve davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

… köyünde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan … kadastrosu sırasında 103 ada 7, 8 ve 106 ada 6 parsel sayılı sırasıyla 11652,24 m², 5368,31 m² ve 3304,87 m² yüzölçümlü taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tespit edilmiş, 31.12.2008 – 29.01.2009 tarihleri arasında askı ilânına çıkarılmıştır.
Davacı … Yönetimi; … köyünde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan … kadastrosunun kısmî ilâna çıkartıldığını, ancak, dava dilekçesinde gösterilen ve ölçüm ve sınırlandırma yapılmadığı için ada ve parsel numaraları bulunmayan alanların … sayılan yerlerden olduğu halde, … sınırları dışında bırakıldığını belirterek, bu alanların … sınırları içine alınması ve … niteliğiyle … adına tescili isteğiyle … ve köy tüzel kişiliğine husumet yönelterek dava açmıştır.
Daha sonra yapılan kültür arazilerinin kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazların tespit tutanakları düzenlenmiş ve kesinleştirilmiş, mahkemece hakkında ayırma kararı verilen, 103 ada 7, 8 ve 106 ada 6 sayılı parsellere ait kadastro tutanakları getirtilerek, bu yerlere ilişkin olarak kısmî ilân süresinde dava açılması nedeni ile davalı oldukları belirtilerek davalı hale getirilmiş, asıl dava dosyası olan 2008/23 E. sayılı dosyada tespit malikleri dahili davalı yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve tespit maliki sayısınca dosyanın tefrikine karar verilerek, yeni esasa kayıt edilmek sureti ile yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dava konusu 103 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın kabulüne, taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile … vasfıyla … adına tespit ve tesciline,
Dava konusu 103 ada 8 ve 106 ada 6 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın kısmen kabulüne, 103 ada 8 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi …’ın 25/11/2014 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 4185,34 m²’lik kısmı ile 106 ada 6 parsel sayılı taşınmazın aynı krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 1685,73 m2’lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile bu kısımların … vasfıyla … adına tespit ve tesciline, taşınmazların geri kalan kısımlarının … mirasçıları adına hisseleri oranında tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde … kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, 06/08/2008 – 05/09/2008 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiş ve çekişmeli parsel … alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre dava, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesine göre yapılan … kadastrosuna itiraz davası olup, … Yönetimi tarafından kısmı ilan süresi içerisinde davalı … ve … köyü tüzel kişiliğine karşı husumet yöneltilerek dava

açılmış, mahkemece bazı parseller açısından tefrik kararı verilerek dosyanın yeni esasa kaydı sırasında … ve köy tüzel kişiliği davada taraf gösterilmemiştir.
Oysa dava konusu taşınmazlar için … Yönetimi tarafından kısmi ilan süresi içinde dava açıldığına ve taşınmazlar için kadastro tutanağı düzenlediği sırada taşınmazlar açısından açılmış bir dava olduğuna göre, kadastro tutanaklarının malik hanelerinin açık olduğu kabul edilmeli … ve köy tüzel kişiliği davada taraf olarak yer almalı ve 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince re’sen araştırma yapılarak gerçek haksahibi belirlenmelidir.
6100 sayılı HMK’nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK’nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7 maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) … …, … ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrasında; “1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun “‘Yürürlük” başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olaya gelince; davalı köyün 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle olarak … ilçesinin belediyesine katılması nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece; 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, davalı köyün bağlı bulunduğu İlçe Belediye Başkanlığı, ilgili Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Hazinenin davaya katılımları sağlanarak taraf teşkili oluşturulmalı, delilleri toplanmalı, ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetimi, davalı … Başkanlığının temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/03/2017 günü oy birliği ile karar verildi.