Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/601 E. 2017/8745 K. 02.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/601
KARAR NO : 2017/8745
KARAR TARİHİ : 02.11.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili verdiği dava dilekçesinde, müvekkilinin… ili, … ilçesi, 6105 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın tam maliki iken… 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/497 E. – 2013/884 K. sayılı mahkeme kararı ile taşınmazının bir kısmının tescil harici bırakıldığını, bu davanın Hazine tarafından açıldığını ve verilen hükmün 10/11/2004 tarihinde kesinleştiğini, taşınmazın tapu sicilinin özel mülkiyete konu yermiş gibi tescili sağlandığını ve güvenilen tapu sicil kaydı ile mülkiyet nakillerine sebebiyet verilerek müvekkilinin mülkiyet sahibi olduğunu, daha sonra Hazinenin açmış olduğu dava neticesinde tapu kaydının iptaline sebebiyet verdiğini ve müvekkilinin mülkiyet hakkının sona erdirildiğini bu eylem ve işlemler ile müvekkilinin zarara uğraması nedeni ile dava konusu taşınmazın dava tarihindeki piyasa değeri olan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00.-TL zararının doğduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili talep attırım dilekçesiyle,dava değerini artırarak toplamda 110447,25.-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir
Mahkemece yapılan yargılama sonucu ıslah dilekçesi de göz önünde tutularak davanın kabulü ile 110.447,25.-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, (Bedelin 10.000,00.-TL’si için dava tarihi olan 16/07/2014 tarihinden bakiye kalan kısım için ise ıslah tarihinden itibaren faiz hesaplanmasına)
(Bedelin ;
36.815,75.-TL’sinin…,
36.815,75.-TL’sinin …,
36.815,75.-TL’sinin de …’a,
Yukarıda belirtilen tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine) karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir
Dava, TMK’nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır” hükmüne yer verilmiştir.
Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. – 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tabi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilam harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde 10.000.-TL tazminat talebinde bulunmuş, dava niteliği itibariyle nisbi harca tâbi olmasına rağmen, dava harcını 25,20.-TL maktu harç yatırmış, sonra da; ıslah dilekçesi ile dava değerini 110447,25.-TL’ye arttırmış ancak ıslah harcını yatırmamıştır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, dava ve ıslah harcı tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca dava ve ıslah edilen dava değeri üzerinden dava ve ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı tamamlanmayan dava ve ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/11/2017 günü oybirliği ile karar verildi.