Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/5780 E. 2018/7531 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5780
KARAR NO : 2018/7531
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

…. Köyünde 2010 yılında yapılıp 08.02.2010 ilâ 10.03.2010 tarihleri arasında ilân edilen genel arazi kadastro çalışmaları sonucunda;
560 parsel sayılı 112868,26 m² yüzölçümünde ve fıstıklık niteliğindeki taşınmaz, 1938 tarih ve 248 tahrir nolu vergi kaydı ile… Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.02.1981 tarih ve 1983/235 E. – 275 K. sayılı kararı,
561 parsel sayılı 17131,74 m² yüzölçümünde ve fıstıklık niteliğindeki taşınmaz, 1938 tarih 240 tahrir nolu vergi kaydı ve… Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.02.1981 tarih ve 1983/235 E. – 275 K. sayılı kararı,
570 parsel sayılı 40000 m² yüzölçümünde ve fıstıklık niteliğindeki taşınmaz, 1938 tarih 243/1 ve 243 tahrir sayılı vergi kayıtları ve… Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.02.1981 tarih ve 1983/235 E. – 275 K. sayılı kararı,
585 parsel sayılı 21129,27 m² yüzölçümü ve fıstıklık niteliğindeki taşınmaz, 1938 tarih 505 ve 506 tahrir vergi kayıtları ile… Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/235 E. – 1985/275 K. sayılı kararı nedeniyle ölü olduğu belirtilmek suretiyle … adına tespit edilmişlerdir.
Davacı Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1945 yılında yapılan orman tahdidinde 600 Hektarlık “… Fıstık Çamlığı” adı ile özel ormanın da sınırlandırılmasının yapıldığı, 1980 yılında yapılan aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde çalışması sırasında, önceden özel orman olarak sınırlandırılan alanın Devlet ormanı olarak sınırlandırıldığı, açılan 17 adet orman tahdidine itiraz davalarında yaklaşık toplam 197 Hektar alanın orman tahdidi dışında bırakıldığı, ancak dayanılan kök tapu kaydının miktarının 46 Hektar olduğu, bu nedenle fazlaya ilişkin iptal kararlarının doğru olmadığı, dava açılmayan 403 Hektarlık alanın Devlet ormanı olarak kesinleştiği, mahkeme kararlarının infazı mümkün olmadığından arz üzerinde infazlarının yapılamadığı, dava konusu 560, 561, 570 ve 585 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla tesbitlerinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilleri iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine ve dava konusu 585 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına; 560, 561 ve 570 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi ölü … adına tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı Orman Yönetimi tarafından 560, 561 ve 570 parsel sayılı taşınmazlara; davalı gerçek kişiler tarafından ise 585 parsel sayılı taşınmazla ilgili duruşma istemli olarak temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/07/2014 tarih ve 2014/2631 E. – 7031 K. sayılı ilamı ile onanmış ve bozulmuştur.

Hükmüne uyulan Dairenin kararında özetle; ”1) Orman Yönetimi vekilinin 560, 561 ve 570 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazların 1945 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen ve tapu kayıtlarına dayalı olarak sahipli fıstık çamlığı niteliğiyle özel orman olarak belirlenen alanda kaldığı, 1980 yılında 4785 sayılı Kanun uyarınca Devletleştirme kapsamında kaldığı gerekçesiyle orman kadastrosu sınırları içinde alınmışlar ise de, Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.02.1981 tarih ve 1983/235 – 275 sayılı kararı ile orman kadastrosunun iptaline karar verilerek orman sınırları dışında bırakıldıkları ve bu kararın taraflar yönden HMK’nın 114/1-i maddesi uyarınca kesin hüküm oluşturduğu, kesin hükmün olumsuz dava şartı olup yargılamanın her aşamasında istek olmasa bile re’sen gözönüne alınması gerektiğine ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, Orman Yönetimi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve Kanuna uygun olan 560, 561 ve 570 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalıların 585 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/49 – 1985/267 sayılı kararının davalı taşınmazı kapsadığının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle taşınmazın orman olarak tesciline karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; dava konusu 585 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti çalışmalarında Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/235 – 1985/275 sayılı kararı kapsamında kaldığı belirlenmiş olmasına rağmen mahkemece, 584 sayılı parsele uygulanan ve 553 sayılı parselde ekli olduğu belirtilen Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/49 – 1985/267 sayılı kararı mahkemece yapılan keşifte uygulanmış ve bu kararın mevki ve doğusunda okunan … Yaylası ve batısında okunan …. sınırı itibariyle uyduğunun belirlendiği, üç sınır itibariyle uyduğunun anlaşılmadığı, diğer sınırlarının taşınmazın çevresinde bulunmadığı, dava dışı 667 sayılı parsel içinde kaldığı kabul edilerek hüküm kurulması doğru değildir.
Çekişmeli 585 sayılı parselin, 1945 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda tapu kayıtlarına dayalı olarak sahipli fıstık çamlığı niteliğiyle özel orman olarak belirlendiği, 1980 yılında 4785 sayılı Kanun uyarınca Devletleştirme kapsamında olduğu gerekçesiyle orman kadastrosu sınırları içine alınan … Fıstık Çamlığı’nda kaldığı tüm dosya kapsamından anlaşıldığından ve bu hususta da taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığından, çekişmeli 585 sayılı parselin tesbitine esas alınan ve dosya arasında bulunan Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/235 – 1985/275 sayılı dosyası ile birlikte taşınmaz başında önceki bilirkişiler dışında bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesin hüküm oluşturan ve orman sınırlamasının iptaline karar verilen taşınmazlar ayrı ayrı tespit edilmeli, bu taşınmazlardan kadastro tesbiti itirazsız kesinleşenler veya mahkeme kararı ile kesinleşenler tesbit edilip birleşik krokide ayrı ayrı gösterilmeli, kayıtların kapsamı komşu parsellere uygulanan dayanak belgeler ile varsa mahkeme kararlarının birlikte uygulanması ile denetlenmek suretiyle çekişmeli taşınmazın Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.02.1981 tarih ve 1983/235 – 275 sayılı kesin hükmünün kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmeliyken, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup 585 sayılı parsele ilişkin hükmün bozulması gerekmiştir. ” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararı sonrası yapılan yargılama neticesinde davacı Orman Genel Müdürlüğünün davasının reddine;
1-İzmir ili,… ilçesi, …. mahallesi(köyü) 585 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yer olduğunun kabulüne, 585 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi taşınmazın tamamının 24 hisse kabul edilerek ölü … mirasçıları arasında; 8/24 hissesinin oğlu …, 2/24 hissesinin gelini …, 3/24 hissesinin torunu …, 3/24 hissesinin torunu …, 2/24 hissesinin gelini …, 3/24 hissesinin torunu …, 3/24 hissesinin torunu …, adına olmak üzere, mirasçılara isabet eden miras hisseleri paylaştırılmış ve iştirakten paylı mülkiyete dönüşmüş oranlarda adlarına tapuya tespit ve

tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1945 yılında 13.12.1945 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu; daha sonra 1980 yılında yapılıp, 12.06.1980 tarihinde ilân edilen aplikasyon, 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre devletleştirilen orman alanlarının kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 26/11/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.