Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/5617 E. 2017/9354 K. 13.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5617
KARAR NO : 2017/9354
KARAR TARİHİ : 13.11.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … Yönetimi, … köyü, 392 ada 92 ve 98 sayılı parseller arasından geçen yolun kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bulunduğu halde, kadastro sırasında paftasında yol olarak gösterilmek suretiyle tesbit dışı bırakıldığını ileri sürerek, tesbitin iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden davanın görevsizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 12/02/2009 tarih 2009/1908 – 2182 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiş, dosya görevsizlikle kendisine gelen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kabulüne, 392 ada 92 parsel ile 98 parsel numaralı taşınmazlar arasında kalan yolun ekli krokide yeşil boyalı olarak (A1) ile gösterilen 80,14 m² ve (A2) ile gösterilen 127,56 m²’lik yol bölümlerinin aynı ada son parsel numarası verilerek orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/01/2014 tarih ve 2014/275 Esas – 2014/1310 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma sayılı kararında özetle; “…1) Davalı Hazine vekilinin (A1) ile gösterilen kısma ilişkin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 80,14 m² yüzölçümlü bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, davalı Hazine vekilinin (A1) ile gösterilen kısma ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu bölüm yönünden onanması gerekmiştir.
2) Davalı Hazine vekilinin (A2) ile gösterilen kısma ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda (A2) harfi ile işaretli bölümüne ilişkin olarak orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç, dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkindir. Kural olarak; tahdidin kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Mahkemece kesinleşmiş tahdit uygulaması yapıldığı ve taşınmazın (A2) harfi ile gösterilen bölümünün tahdit dışında kaldığı belirlendiği halde, tahditten öncesinin araştırılması yoluna gidilerek, memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumuna göre karar verilmesi doğru değildir. Uzman orman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A2) harfi ile işaretli bölümünün kesinleşmiş tahdidin dışında olduğu belirtildiğinden, bu bölüme ilişkin olarak davacı … Yönetiminin davasının reddedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır…” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra; dava konusu … ili, … ilçesinde bulunan … mahallesinde kain 392 ada, 92 parsel ile 98 parsel numaralı taşınmazlar arasında kalan yolun 14/05/2010 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide yeşil boyalı olarak (A2) ile gösterilen 127,56 m²’lik yol bölümünün tahdit dışında kaldığından bu bölüme ilişkin olarak davacı … Yönetiminin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro paftasında yol olarak tescil harici bırakılan bölümün orman niteliğiyle tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 18.11.1977 tarihinde 1744 sayılı Kanuna göre ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.