Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/481 E. 2017/8749 K. 02.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/481
KARAR NO : 2017/8749
KARAR TARİHİ : 02.11.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili tarafından verilen 20/07/2011 tarihli dava dilekçesiyle; davacının 20/07/2006 tarihinde … köyü 66, 67 ve 76 parsellerde Iraz Doğan adına olan hisseleri satın aldığını, 67 sayılı parselde 28386 m2 yüzölçümlü tarlada 42/120 hissenin 9.935,10 m2’ye, 76 sayılı parselde 55820 m2 tarlada 42/120 hissenin 19536,99 m2’ye toplamda ise 29.472,09 m2 olması gerekirken işlemler ve tapu alındıktan sonra resmi senet üzerinde el yazısı ile 76 parseldeki hissesinin 167/1200, 67 sayılı parseldeki hissesinin 167/1200 şeklinde değiştirildiği davacının taşınmazları satın aldığı tarihteki tapu senetlerine göre 67 sayılı parselde 9.935 m2 olması gereken tapusunun 3950 m2, 76 sayılı parselde ise 19.536 m2 olması gereken tapusunun ise 7768 m2 olduğu toplamda 29472 m2 olması gerekirken 11718 m2 olduğunu yani eksik kalan 17753 m2 kısım için fazladan para ödediğini, davacıya bilgi verilmeden tapu senetlerinde düzeltme yapıldığını, davacının tapu kayıtlarına güvenerek taşınmazları satın aldığını belirterek fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydı ile 15000.-TL tazminatın olay tarihi olan 20/07/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının fazla ödemiş olduğu 13101,80.-TL ile 353.-TL harç bedeli olmak üzere toplam 13454.-TL’nin 20.07.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 01/07/2014 tarih 3076-19387 E.K. sayılı ilamı bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay ilamında özetle; “Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; davacının pay satın aldığı Iraz Doğan’ın dava konusu 67 ve 76 parsel sayılı taşınmazlarda 167/1200 oranında hisse sahibi olduğu, tapu müdürlüğünce düzenlenen resmi senette davacıya taşınmazların 31/120 payın satıldığına dair işlem yapılmış ise de; satış senedindeki payların 167/1200 yerine, 31/120 olarak hatalı yazılması nedeniyle aynı senet üzerinde pay yönünden düzeltme yapıldığı ve düzeltme işleminin onaylandığı, bu düzeltilen satış senedine göre de tapuda davacının satın aldığı hisselerin doğru olarak tescilinin sağlandığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinden değildir.
Davalı Hazine vekilinin temyizine gelince;
TMK’nın 1021/1 maddesine göre, kurulması kanunen tescile tabi ayni haklar tescil edilmedikçe varlık kazanamaz ve 1022/1 maddesi gereğince de ayni haklar kütüğe tescille doğar, sınırlarını ve tarihlerini tescile göre alır.
Bu itibarla, esas olan düzenlenen resmi senet değil, tapu sicilidir. Hak tescil edilmedikçe davacı yönünden ayni hak niteliğini kazanmaz.
4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesinde “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder” hükmü yer almakta olup burada, Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür.
Söz konusu maddede de açıkça tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan söz edilmiştir. Kaldı ki tapu kayıtları aleni olup, davacının satıştan önce ve sonra satın aldığı şahsın tapudaki hisse miktarını öğrenmesini engelleyecek bir durum söz konusu olmadığı gibi, satış akit tablosunda payın hatalı yazılması nedeniyle de doğmuş bir zararı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiştir” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı …’ya yükletilmesine 02/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.