Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/3903 E. 2016/4131 K. 06.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3903
KARAR NO : 2016/4131
KARAR TARİHİ : 06.04.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekilinin Sulh Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … köyü, 261 parsel sayılı taşınmazın 5136,871 m2’lik bölümünün kesinleşen orman sınırları içinde bulunmasına karşın, yörede yapılan tapulama çalışmaları esnasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, davalı taşınmazın dava dilekçesine ekli orman kadastro haritasında koordinatları belirtilen kısmının tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla … adına tapuya kayıt ve tesciline ve davalının taşınmaza elatmasının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
…. Sulh Hukuk Mahkemesi, dava değerinin görev sınırını aştığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; dosyanın aktarıldığı … Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kabulü ile; davalı 261 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterdiği 5136,87 m²’lik alanın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla … adına tesciline, davacının men’i müdahale talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Yörede 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesi uygulama çalışmaları tamamlanarak 21.04.2008 tarihinde ilâna çıkarılmış ve 21.10.2008 tarihinde kesinleşmiş olup genel arazi kadastrosu ise 05.01.1983 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişiler tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın temyize konu (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 06/04/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.