Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/3900 E. 2017/8912 K. 06.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3900
KARAR NO : 2017/8912
KARAR TARİHİ : 06.11.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Tapuda paylı olarak davalılar adına kayıtlı olan eski…köyü 696 parsel sayılı 2208 m² yüzölçümlü taşınmaz, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması sırasında, 27922 ada 2 parsel sayısı, 2201,82 m² yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tespit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 09.06.2010 ilâ 08.07.2010 tarihleri arasında ilan edilmiştir.
Orman Yönetimi, 07.07.2010 tarihli dilekçeyle, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı, daha sonra yapılan aplikasyon çalışmalarında da bu durumun değişmediği iddiasıyla tahdit içinde kalan bölümün tespitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli parselin 681 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarıldığı ve Hazine tarafından satıldığı, yapılan yenileme kadastrosunun teknik çalışmalarla sınırlı olduğu, bu kadastroda mülkiyet değişikliği yapılamayacağı, tapu siciline geçmiş veya geçmemiş mülkiyet ve mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, davanın kesinleşmiş tutanağa karşı açılan mülkiyete ilişkin bir nitelik taşıdığı, 2859 sayılı Kanunun 4/1 maddesi gereğince bu hakların inceleme konusu yapılamayacağı, yenileme çalışmasında ilk kadastroda belirlenen sınırlara uyulacağı gerekçeleriyle davanın reddine ve dava konusu Kepez ilçesi,…köyü eski 696 yeni 27922 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2201,82 m² yüzölçümü ile tapu kütüğüne aynen aktarılmasına karar verilmiş, davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/06/2013 tarih ve 2013/123 E. – 2013/6403 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ Dava dilekçesinden, davanın mülkiyet hakkına mı yoksa 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine mi yönelik olduğu veyahut her iki istemi de birlikte mi içerdiği hususları net olarak anlaşılamamaktadır. Mahkemece; Hukuk Genel Kurulunun 05.12.2012 günlü 2012/20 – 874 E.. – 1016 K. ve 2012/20 – 875 E.. – 1017 K. sayılı kararlarında da benimsediği üzere, davacı … Yönetimi vekiline dava dilekçesi açıklattırılıp, davanın sadece 22/2-a bendi uyarınca yapılan kadastro paftalarının yenilenmesi çalışmasına itiraza mı yoksa mülkiyete mi ilişkin olduğu veya her iki istemi de birlikte mi içerdiği hususları belirlenmeli, davanın sadece mülkiyete ilişkin olması halinde, mahkemece başkaca araştırma yapılmadan görevsizlik kararı verilmeli; yalnızca paftaların yenilenmesi işlemine itiraz veya her iki isteme de yönelik olduğu belirlendiği takdirde ise, çekişmeli parselin yenilemeden önceki ilk tesisinden itibaren, miktar, cins ve malik değişikliklerini, ifraz ve tevhitleri gösteren  tapu kayıtları,  tutanak ve  haritaları ile yenilemeden sonraki çapı haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi eliyle keşif ve inceleme yapılarak, çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı ve toplanan delillere göre 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan kadastro işlemine yönelik davanın esasına ilişkin bir karar verilmeli; davacı … Yönetiminin, çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdidinin içinde kaldığı iddiasıyla bu bölümün tespitinin iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemi, dava konusu parselin mülkiyetine yönelik bir hakka ilişkin olduğundan, bu talep yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesinin uygulanması açısından yapılan itirazlar yönünden reddine,
Antalya ili, Kepez ilçesi,…köyü, Kale mevkii 27922 ada 2 parsel numarasında kayıtlı ( eski parsel no 696) taşınmaz yönünden Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca oluşturulan uygulama tutanağındaki gibi tapuya tesciline, 22/2-a maddesinin uygulanması açısından verilen karar kesinleştiğinde dosya ve eklerinin ilgili Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine, dava konusu taşınmaz hakkında kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı iddiası yönünden mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi sonrasında dava dosyası görevli asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır.
Asliye hukuk mahkemesince davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın fen bilirkişi raporuna göre (A2) olarak gösterilen 349,54 m2’lik yerin orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 1946 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 1977, 1985 ve 1987 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın (A2) harfi ile gösterilen bölümü tahdit içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 06/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.