Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/3875 E. 2017/8487 K. 26.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3875
KARAR NO : 2017/8487
KARAR TARİHİ : 26.10.2017

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … İlçesi, … Köyü 1246 parsel sayılı 17.520 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kayıtları uygulanarak … ve arkadaşları adına tesbit edilmiştir.
Davacı … Yönetiminin, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla yaptığı itiraz üzerine Kadastro Komisyonu 766 sayılı Kanunun 29. maddesi hükmünce yetkisizlik kararı vererek tutanak ve eklerini kadastro mahkemesine göndermiştir.
… Kadastro Mahkemesinin, 16/12/1970 tarih, 1968/426-1970/265 sayılı kararı ile davanın kabulüne ve dava konusu 1246 sayılı parselin tesbit harici bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir. 20. Hukuk Dairesinin 26/03/2013 tarih ve 2012/13567 – 2013/3284 E-K sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “Mahkemece 6831 sayılı Orman Kanununun muvakkat 1. maddesi uyarınca hüküm kurulmuş ise de, sözü edilen madde, 23.09.1983 gün ve 2896 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Hükümden sonra yürürlüğe giren Kanun hükümleri uyarınca taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının usûlen araştırılarak belirlenmesi zorunlu olduğu,
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği,
3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet ormanları belirlendiği, 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirildiği, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulduğu, İadenin koşullarının kanunda gösterildiği,
Mahkemece öncelikle; orman kadastrosu yapılmış ise buna ilişkin tüm tutanaklar ve haritası ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile çekişmeli taşınmazı tüm komşu parselleri ile birlikte gösterir orijinal kadastro paftasının bir sureti ile çekişmeli taşınmaza ve komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile kesinleşmiş iseler, oluşum nedenini de gösterir tapu kayıtları, itirazlı iseler, dava dosyaları ve çekişmeli 1246 parsel sayılı taşınmazın dayanağı, Mayıs 936, sıra 5 cilt no 2, sayfa no 35, Nisan 945, sıra no8/9, cilt no 2, sayfa no 75, Mayıs 948, sıra no 2, cilt no 3, sayfa no 1, Ekim 950, sıra no 8, cilt no 3, sayfa no 6, Kasım 950, sıra no 8, cilt no 3, sayfa no 6, Mayıs 952, sıra no 6, cilt no 3, sayfa no 13 ve Mart 955, sıra no 37, cilt no 3, sayfa no 44 numaralı tapu kayıtları tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte ilgili yerlerden getirtilmeli, bu tapu kaydının kadastro sırasında dava konusu parsel dışında başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise bu parsellere ait kadastro tesbit tutanak örnekleri ile kesinleşmiş iseler, kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları itirazlı iseler dava dosyaları getirtilmesi gerektiği,
Mahkemece, yukarıda belirtilen belgeler getirtildikten sonra, halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen elemanı bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; orman kadastrosu yapılmış ise, orman kadastrosu ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli; yine, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanak tapu kaydı, yerel bilirkişi marifetiyle zemine uygulanmalı, tapu kaydı uyduğu takdirde taşınmazın öncesinde orman olup olmadığı da göz önünde bulundurularak 4785 sayılı Kanun hükümleri ve tapu kaydı tartışılmalı, dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içeriyor ve sınırda da eylemli orman var ise, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüz ölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli, çekişmeli taşınmazın orman olduğunun tesbiti durumunda Hazine adına, orman olmadığının tesbiti durumunda ise hak sahipleri adına tescil kararı verilmesi“ gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu,
1- Davanın reddine,
2-Dava konusu … ili, … ilçesi, … köyünde kain 1246 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi 3840 pay kabul edilerek;
480 Payın … kızı 1938 doğumlu, … adına,
480 Payın … kızı 1940 doğumlu, … adına,
480 Payın … oğlu 1947 doğumlu, … adına,
120 Payın … oğlu 1943 doğumlu, … adına,
144 Payın … … kızı 1968 doğumlu, … adına,
120 Payın … … oğlu 1965 doğumlu, … adına,
30 Payın … kızı 1976 doğumlu, … adına,
45 Payın … kızı 2000 doğumlu, … adına,
45 Payın … kızı 2004 doğumlu, … adına,
240 Payın … kızı 1963 doğumlu, … adına,
240 Payın … kızı 1965 doğumlu, … adına,
120 Payın … kızı 1947 doğumlu, … adına,
90 Payın … kızı 1973 doğumlu, … adına,
90 Payın … oğlu 1977 doğumlu, … adına,
90 Payın … oğlu 1981 doğumlu, … adına,
90 Payın … kızı 1981 doğumlu, … adına,
240 Payın … oğlu 1950 doğumlu, … adına,
240 Payın … kızı 1955 doğumlu, … adına,
120 Payın … oğlu 1950 doğumlu, … adına,
120 Payın … kızı 1954 doğumlu, … adına,
18 Payın … kızı 1953 doğumlu, … adına,
17 Payın … kızı 1969 doğumlu, … adına,
17 Payın … oğlu 1972 doğumlu, … adına,
17 Payın … oğlu 1975 doğumlu, … adına,
17 Payın … kızı 1976 doğumlu, … adına,
17 Payın … kızı 1979 doğumlu, … adına,
17 Payın … oğlu 2000 doğumlu, … adına,
96 Payın … oğlu 2000 doğumlu, … … adına, tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine 26/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.