Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/3840 E. 2017/8595 K. 30.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3840
KARAR NO : 2017/8595
KARAR TARİHİ : 30.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 1956 yılında yapılan kadastro sırasında … Köyü 351 parsel sayılı 4630,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Eylül 1315 yoklama tarih 2 sıra numaralı tapu kaydı ve 394 tahrir sıra nolu vergi kaydına dayanılarak dava dışı M…a adına tespit edilerek itirazsız kesinleşmiş, daha sonra 2004 yılında satış yoluyla davalı şirkete geçmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın 1051,70 m2’sinin kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığını belirterek tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ve orman vasfıyla Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 01.11.1976 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, daha sonra 22.10.1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması, 07.04.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. madde uyarınca yapılan düzeltme işlemi vardır.
Mahkemece taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de hüküm usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; davalı şirket tarafından (önceki ünvanı … ve San. A.Ş.) Hazine ve Orman Yönetimi aleyhine açılan tapudaki orman şerhinin terkini davasının yapılan yargılaması sonucunda … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/01/2011 tarih, 2009/555-2011/125 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, hükmün davalı şirket tarafından temyizi üzerine Dairemizin: 2012/323-/9720 sayılı kararıyla “Davacı şirket vekilinin şerh’e yönelik temyiz itirazlarına gelince; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın krokide (A) ve (B) ile gösterilen toplam 1051,70 m²’lik bölümünün kesinleşmiş orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece tapu kaydının beyanlar hanesindeki “Taşınmazın 1051,7 m²’lik kısmı orman sınırı içindedir” şeklindeki orman şerhinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı şirket vekilinin orman şerhine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile şerh yönünden kurulan usul ve yasaya uygun hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.” gereğine değinilerek orman şerhinin kaldırılması isteminin reddine dair usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davacı Orman Yönetimi Dairemizin mezkur kararı doğrultusunda taşınmazın 1051,70 m2’sinin kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığını belirterek tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep ederek eldeki davayı açmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinin birinci fıkrası ”Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir” ifadesini içermektedir. Bu durumda Dairemizce de şerhin iptali talebi yönünden onanmasına karar verilen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/01/2011 tarih, 2009/555-2011/125 sayılı kararı, anılan yönler bakımından davacı Orman Yönetimi ile davalı şirket arasında kesin hüküm teşkil etmesine rağmen mahkemece bu husus gözetilmeyerek yeniden yapılan bilirkişi incelenmesi sonucu taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.