Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/3451 E. 2016/4550 K. 14.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3451
KARAR NO : 2016/4550
KARAR TARİHİ : 14.04.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davada… Asliye Hukuk ve … 2. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı ile … 7. Asliye Hukuk Mahkemesince de yargı yerinin belirlenmesi kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
… Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
… 2. Tüketici Mahkemesi ise, tarafların tüketici olarak sayılamayacağı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
… 7. Asliye Hukuk Mahkemesince ise… Asliye Hukuk ve … 2. Tüketici Mahkemeleri arasında yargı yerinin belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Yargıtaya gönderilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 1472 (6762 sayılı TTK’nın 1301) maddesi uyarınca sigorta, şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren müteveffanın mirasçılarından rücuan tahsili isteminden ibarettir.
TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir.17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44.
maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli ve 37 E./9 K. Kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı
bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.”
Davacı … şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiîlden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın,… Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 14/04/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.