Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/3124 E. 2017/8569 K. 30.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3124
KARAR NO : 2017/8569
KARAR TARİHİ : 30.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Temyiz incelemesi yapılabilmesi için;
Dosyanın incelenmesinde davalılar … ve …’e gerekçeli kararın ilânen tebliğ edildiği görülmektedir.
Tebligat Kanununun “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. maddesinde “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü bulunmaktadır.
İlanen tebligatın şartları ve usûlü 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28 ve 31. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu hükümlere göre, adresi meçhul olanlara ilânen tebligat yapılmalıdır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci muhatabın adresini resmî veya özel daire ve müesseselerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir. (Tebligat Kanunu m. 28/1-3). İlân alakalıların ıttılaına en emin bir şekilde vasıl olacağı umulan ve varsa tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde yayınlanan bir gazetede yapılır. (Tebligat Kanunu m. 29/1). Tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti, tebliği çıkaran merciin herkesin kolayca görebileceği bir yerine de asılır (Tebligat Kanunu m. 29/1-
Somut olayda, kendisine ilânen tebligat yapılan davalıların/ölümü halinde mirasçılarının adresi resmî ve özel mercilerden (…’den, belediyeden, nüfustan, seçim kurulundan, bankalardan, tapudan, vergi dairesinden, askerlik şubesinden) gereği gibi araştırılmamış, davalılar hakkında yapılan kolluk araştırması ile yetinilerek, dava dilekçesi adı geçen davalılara ilanen tebliğ edilmiş, yeni bir araştırma yapılmaksızın karar tebliğinde de ilânen tebligat yoluna gidilmiştir. Bu durumda yapılan ilânen tebligatın geçersiz olduğunun kabulü gerekir. Savunma hakkı ile sıkı sıkıya ilişkili olan adres araştırmasının sınırlı tutulmasının hakkın kısıtlanmasına yol açacağı kuşkusuz olduğundan mahkemece yeterli araştırma yaparak davalının/ölümü halinde mirasçılarının adreslerine usûlünce gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması, adresleri bulunamadığı takdirde ilanen tebligat yoluna gidilmesi;
Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/3. ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddeleri uyarınca tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi listesine bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda değinilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine 30/10/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.