Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/217 E. 2017/6365 K. 07.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/217
KARAR NO : 2017/6365
KARAR TARİHİ : 07.07.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Tapuda davalılar adına kayıtlı olan eski … köyü 1215 sayılı 10425 m2 yüzölçümündeki parsel, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 27843 ada 145 parsel sayısı, 10520,75 m2 yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tespit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 09.06.2010 ila 08.07.2010 tarihinde ilan edildiği tutanak arkasına yazılmıştır. … Yönetimi 08.07.2010 tarihinde, parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen … tahdidinde kısmen tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tespitinin iptali ve … niteliğiyle … adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli parselin 2/B madde uygulamasıyla … adına … sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle tapuda … adına kayıtlıyken, satılıp Hazinenin temliki ile tapuya kaydedildiği, tekrar … sınırları içinde kaldığı savıyla açılan davanın hukuki değer taşımayacağı, çekişmeli parselin yenileme kadastrosunun yapıldığı, bu çalışmanın teknik çalışmalar ile sınırlı olduğu, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, yenilemede ilk kadastroda belirlenen sınırlara uyulacağı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu … köyü 27843 ada 145 sayılı parselin 10520,75 m2 olarak tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırların ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, hükmün … Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 16/02/2012 tarih ve 2011/17591 – 2012/2166 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “…Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendine göre, ancak teknik çalışmalar yapılabileceği, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı gibi davalının tapusunun … satışı ile oluştuğu gerekçeleriyle, keşif ve inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmişse de; 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince “Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde, birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” Aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca da, “İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş
gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21. maddeler ile 13. maddenin (B) ve 20. maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.” Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde, zaman bakımından görev ve yetkisi ise aynı Kanunun 27. maddesinde düzenlenmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a gereğince yapılan tesbitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tesbitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir.
Mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli değildir. Somut olayda, … Yönetimi çekişmeli taşınmazın yenilemeden önceki haliyle kısmen yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan … tahdidi içinde kaldığı, bu bölümün tesbitinin iptalini ve … niteliğiyle … adına tescilini istediğine ve dava dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete ve tasarrufa ilişkin bu davada genel mahkeme görevlidir. Ancak, dava aynı zamanda 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmalı ve bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir.
Bu nedenle; mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, … Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinlemiş … kadastrosu sınırları içinde kalan Devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır” gereğine değinilmiş, mahkemece direnme kararı verilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 23/01/2013 tarih, 2012/1818 E. – 2013/142 K. sayılı kararı ile mahkemenin direnme kararı kaldırılmıştır.
Dava dosyası kadastro mahkemesinin 2013/182 Esas sayılı dosyasına kaydedilmiş, yapılan yargılama sonucunda 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan çalışmaların Kanun ve teknik ölçülere uygun olduğu anlaşıldığından davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, taşınmazın sınırlarının ve yüzölçümünün düzeltilmesine, tapu iptali ve tescil istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ve dava dosyası tapu iptali ve tescil istemi yönünden asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır.
Asliye hukuk mahkemesince dava konusu taşınmazın kesinleşen … sınırı dışında kalması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit ve dava tarihinden önce 1946 yılında 8 numaralı … Kadastro Komisyonunca yapılıp kesinleşen … kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 7 numaralı … Kadastro Komisyonuna bağlı 3 numaralı ekip tarafından yapılıp 14.05.1980 tarihinde, komisyon çalışmaları da 11.03.1981 tarihinde ilân edilerek, itirazsız yerlerde 14.05.1981, itirazlı yerlerde ise 11.03.1981 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi, 23.12.1988 tarihinde ilânı edilen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması ile 2012 yılında 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu bulunmaktadır.
Dava konusu taşınmaz yörede 1981 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında 122 parsel sayısı ve 18800 m2 yüzölçümü ile Aysel Gürkaynak va arkadaşları adına tespit edilmiş, kadastro tespitine … Yönetimi ve bi kısım … mirasçılarının itirazı üzerine; komisyon 20.11.1980 tarihli kararı ile122 parselin mayıs 1323 tarih 39 nolu tapu kaydına istinaden 1942 yılında yapılan … tahdit hattının miktarsız olarak asliye hukuk mahkemesinin 30.9.1958 tarih, 1956/746 – 1958/1088 karar sayılı kararı ile tahdit dışına çıkarıldığı ayrıca parsele 27500 m2’lik bölüm ilave edilerek 209000 m2 … mirasçılarına tesciline karar verilmiş, komisyon kararına karşı kadastro mahkemesinde … ve arkadaşları, … tespit maliklerine karşı açtığı dava sonucu kadastro mahkemesinin 1991/3295 E. – 1996/265 K. sayılı ilamı ile 236500 m2 olan 122 parselin kadastro tespitin iptaline, … davasının kısmen kabulüne, 67300 m2 ve 800 m2 taşınmazın … niteliği ile … adına tesciline, 700 m2 – 4800 m2 ve 2300 m2 kısımların Kadastro Kanunu 18. madde gereği … adına tesciline, 27500 m2 kısmın … mirasçılarına tesciline,20500 m2 kısmın…e tesciline, 770 m2 kısmın …’e tesciline, 111830 m2 kısmın…ve arkadaşları adına tesciline karar verilmiş, bu karara istinaden eski 122 parsel; 6 parçaya ifraz edilmiş, 1190 ve 1191 parseller … vasfı ile 1192 – 1193 – 1194 – 1195 parseller ilgilileri adına tescil edilmiş, daha sonra 1192 parsel komşu 3 parselle tevhid edilmiş, ardından 1214 parsel numarasını almış sonra bu parselde 2001 yılında 1215 – 1216 – 1217 – 1218 – 1219 parsele ifraz edilmiş, 1215 parsel davalılar adına tapuya kaydedilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı … Yönetimine yükletilmesine 07/07/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.