YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14785
KARAR NO : 2019/4937
KARAR TARİHİ : 18.09.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ….. mevkii, 460 ve 462 parsel sayılı taşınmazları 06/10/2009 tarihinde satın aldığını, söz konusu parsellerin tek parça iken karayolunun geçmesi nedeniyle iki parçaya bölündüğünü, 460 parselin kuzey sınırının deniz olduğunu, oysa ki; kadastro paftasının tetkikinde; parselin kuzey sınırının denize okumadığı ve deniz ile 460 parselin arasında orman olarak ayrılmış bir alanın bulunduğunun tespit edildiğini, kadastro tespiti sırasında tapu uygulaması ve orman tahdidinin uygulanmasında hata yapıldığını, bu hatanın düzeltilmesi amacıyla 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca …..İşletme Müdürlüğüne müracaat ettiklerini ancak davalı idarenin müracaata ilişkin dava açılması gerekçesi ile taleplerini şifahi olarak reddettiklerini beyanla; ……., 460 parsel sayılı taşınmazın deniz sınırının orman olarak gösterilerek tahdit içine alınmak suretiyle yapılan maddi hatanın düzeltilmesine ve eski hale getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davacı tarafın kadastro öncesi fiili durumun esas alınmak suretiyle tescil talep ettiği, kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden sonra meydana gelen bir yenilik iddiasında da bulunulmadığı, dava konusu taşınmazdaki kadastro işlemlerinin askı ilan süresinin tamamlanarak 1968 yılı itibariyle kesinleştiği, hal böyle olunca Kadastro Kanununun 12/3 maddesi gereğince dava tarihi itibariyle on yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, bu durumun taraflarca ileri sürülmese de mahkeme tarafından re’sen dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, müdahalenin men’i ve adına tapuya tescili istemine ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre 1965 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/09/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.