Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/14732 E. 2017/1243 K. 16.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14732
KARAR NO : 2017/1243
KARAR TARİHİ : 16.02.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen hüküm Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:

K A R A R

… ili, … ilçesi, … köyünde kain 147 ada 9 parsel sayılı 2501,18 m2 yüzölçümlü arsa niteliğindeki taşınmaz … , 147 ada 10 parsel sayılı 413,38 m2 yüzölçümlü arsa niteliğindeki taşınmaz ise … adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı, dava dilekçesinde özetle; dava konusu 147 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların batısından dereyi takiben geçen, takriben 8 metre genişliğinde tarihi kadim yolun davalıların taşınmazlarına dahil edilmek suretiyle tapuya bağlandığını, 02/06/2005 tarihli satış senedi ile maliki evveli babası …’den satın alarak edindiği bir dönüm miktarındaki tarla vasfındaki taşınmazın 400 m2’lik bölümünün 147 ada 10 sayılı parsel içerisinde, 600 m2’lik bölümünün de 147 ada 9 sayılı parsel içerisinde tespit ve tescil edildiğini iddia ederek dava konusu taşınmazların … cephesinden dere boyunca geçen kadim 8 metre genişliğindeki yola ilişkin tapunun iptali ile yol olarak tesciline, Kızıldağ köyü 147 ada 10 sayılı parselin tamamının, 147 ada 9 sayılı parselin 600 m2’lik bölümünün tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Yargılama aşamasında dava … ihbar olunmuş, … vekili 15.05.2012 günlü dilekçesinde; taşınmazların … niteliğinde olmasından dolayı özel mülkiyete konu olmayacağını belirterek, taşınmazların … vasfı ile … adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu 147 ada 10 sayılı parsele ilişkin davanın kabul beyanı nedeniyle kabulü ile davalı … … adına olan kaydın iptali ile davacı … adına kayıt ve tesciline, davacı tarafın iptal ve tescilini talep ettiği 03/03/2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda 9/B ile sarı renkle gösterilen kısım açısından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 09/03/2015 tarih ve 2014/8456 – 2015/1327 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında özetle; “…Mahkemece, dava konusu 147 ada 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın, davalının kabul beyanı nedeniyle kabulüne, davacı tarafın iptal ve tescilini talep ettiği 03/03/2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda (9/B) ile gösterilen kısma malik sıfatıyla zilyet olduğu hususunu ispatlayamadığı gerekçesiyle bu bölüme ilişkin açılan davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; … 15.05.2012 tarihli dilekçesiyle çekişmeli 147 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların zilyetlikle kazanılması mümkün olmayan … niteliğindeki yerlerden olduğu,
taşınmazların … adına tapuya tescilini talep etmiş olup, bu talep davaya müdahale niteliğinde olduğu halde, … müdahale talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmediği gibi, davacı …’in, dava konusu taşınmazların batısından dereyi takiben geçen, takriben 8 metre genişliğinde tarihi kadim yolun, davalı taşınmazlara dahil edilmek suretiyle tapuya bağlandığını iddia ederek, dava konusu taşınmazların … cephesinden dere boyunca geçen kadim 8 metre genişliğindeki yola ilişkin tapunun iptali ile yol olarak tesciline karar verilmesi talebi hakkında da bir hüküm kurulmamıştır. Ayrıca, yapılan araştırma zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığını belirlenme konusunda da yetersizdir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; mahkemece, … 15.05.2012 tarihli müdahale talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmesi, müdahale talebinin kabul edilmesi halinde usulüne uygun … araştırması yapılması gerekmektedir. Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede daha önce … kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, bu hususta araştırma yapılmamıştır. Bu yerde … kadastrosu yapılmışsa, kural olarak: bir yerin … olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de bu uygulama ancak o yerde köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan ve 4785 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak … kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Çünkü, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. Bu nedenle; 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen tahdit harita ve tutanakları sınır dışında kalan taşınmazların … niteliğini ve hukuki durumu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazların … olup olmadığının 4785, 5658 sayılı kanunlar ile 05.11.2003 gün 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iade koşulları yasada gösterilmiştir.
Bu nedenle: mahkemece, öncelikle, yörede yapılmış bir … kadastro çalışması varsa bununla ilgili harita ve tutanaklar getirtilmeli, … kadastrosunun kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita ve bir kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir … yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle, varsa … kadastro haritası ile kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 5 ya da 6 … sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazların tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, … kadastrosu hiç yapılmamış ya da yapılmış ama henüz kesinleşmemişse dava konusu taşınmazların ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile 1980’li yıllara ait steroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgelerde dava konusu taşınmazlar ile çevresi gösterilmeli, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak bilirkişilere incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü; … ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde … içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, bu inceleme sonunda taşınmazların … ya da … içi açıklık durumunda olduğu belirlenirse bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı düşünülmeli, taşınmazların … ya da … içi açıklık durumunda olmadığı belirlenirse zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazların öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, davacının dayanağı 02.06.2005 tarihli devir sözleşmesinin zemine uygulaması yapılarak nereye isabet ettiği, satıcı olarak ismi geçen …’in davacı ile akdi veya irsi bağlantısı olup olmadığı, taşınmazlarla ilgisi yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmalı, tanıkların
bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları belirlenmeli, taşınmazların değişik bölümlerinden zirai bilirkişi marifetiyle yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, taşınmazların imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi ve ne kadar süreyle ne şekilde zilyet edildiği belirlenmeli, 1980’li yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazların o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasında gösterilerek taşınmazların zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, çekişmeli taşınmazların fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre tarafların taleplerini tam olarak karşılar şekilde hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır..” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece 11/06/2013 tarihli kararda direnilmesine, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
a) … ili, … ilçesi, … köyü 147 ada 10 sayılı parselin kabul beyanı nedeniyle kabulü ile davalı … … adına olan kaydın iptali ile iptal edilen parselin davacı … adına kayıt ve tesciline,
b) Davacı tarafın iptal ve tescilini talep ettiği 03/03/2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda (9B) ile sarı renkle gösterilen kısım açısından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve … tarafından temyiz edilmiş, mahkeme 14/04/2016 tarihli ek karar ile … ihbar olunan sıfatı ile davada yer aldığı, dosyaya sunduğu dilekçelerde müdahale talebi olmadığı, ihbar olunan tarafın kararı temyiz hakkı olmadığı gerekçesi ile ihbar olunan … temyiz talebinin reddine karar verilmiş, … tarafından ayrıca ek karar süresi içinde temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede … kadastrosu yapılıp yapılmadığı hususu araştırılmamıştır.
Mahkemece … davada taraf olmadığı, … dosyaya sunduğu dilekçelerde müdahale talebinin bulunmadığı, kaldı ki ihbar olunan … vekilinin yazılı beyanı dışında dosya içerisinde taşınmazların … niteliğinde bulunduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı, dava konusu taşınmazlar 28/08/2007 tarihinde tesis kadastrosu ile davalılar adına kaydedilen taşınmazlar olup, taşınmazlar yönünden herhangi bir … niteliği de bulunmadığı gerekçeleri ile hüküm kurulmuş ve … temyiz isteminde bulunması üzerine davada taraf olmadığı gerekçesi ile temyiz istemin reddine dair ek karar verilmişse de; … dosyaya sunduğu 17/05/2013 havale tarihli dilekçesinde;dava konusu taşınmazların … parseli ile bütünlük oluşturdukları, özel mülkiyete konu olamayacakları ve … niteliği taşıdıklarından davalılar adına olan tescillerinin iptali ile … vasfı ile … adına tescilini talep etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda hem feri hem de asli müdahale düzenlenmiştir. (65 vd) Her iki halin de davadaki konumu ve sonuçları farklıdır.
Asli müdahalede; kısaca, iki taraf arasında devam etmekte olan bir davada, üçüncü bir kişinin o davanın konusunu oluşturan hak veya şey üzerinde kısmen veya tamamen kendisinin hak sahibi olduğunu ileri sürmesi ve bu hakkını, harcını da ödeyerek bağımsız bir davanın konusu yapmasıdır. Başka bir ifadeyle, asli müdahale talebi, bir davanın konusunu oluşturan şey veya hakkın, tamamen veya kısmen o davanın taraflarına değil, tersine müdahale talebinde bulunana ait olduğu iddiasını içerir ve bağımsız bir dava niteliğinde olması nedeniyle de harca tabidir.
Bu açıklamalar ışığında … tarafından sunulan dilekçe incelendiğinde; her ne kadar dilekçede açıkça müdahale talebinde bulunmak istediği yazılmamışsa da; açıklandığı şekilde dava konusu taşınmazların … vasfında olduğu gerekçesi ile adına tescilini istediğine göre artık bu talebin davaya asli müdahale talebi olarak nitelendirilmesi, harçtan muaf olan …
taşınmazların adına tescilini istediği dilekçeyi mahkemeye sunmakla asli müdahil sıfatını kazandığı gözetilmeksizin temyiz talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, mahkemece … davada taraf olmadığı için temyiz talebinde de bulunamayacağı gerekçesi ile verilen temyiz isteminin reddine dair 14/04/2016 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verildi
Asli müdahil … ve davacının direnme kararına yönelik temyiz itirazları bakımından ise;
Yukarıda açıklandığı şekilde asli müdahil olan … taşınmazların … vasfı ile tesciline yönelik müdahale talebi ile davacının kadim yol olmasına rağmen dava konusu 147 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde bırakılan kısmın tapusunun iptali ile yol olarak tesciline ilişkin talepleri ile ilgili HMK’nın 297/2. maddesi uyarınca olumlu olumsuz bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına, sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı … ve asli müdahil … temyiz itirazlarının kabulü ile Dairenin 09/03/2015 tarih ve 2014/8456 E – 2015/1327 K sayılı bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün açıklanan sebeplerle değişik gerekçe ile BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/02/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.