Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/14616 E. 2019/4826 K. 04.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14616
KARAR NO : 2019/4826
KARAR TARİHİ : 04.07.2019

…….

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili;…… sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 3-4 dekar büyüklüğündeki tescilsiz alanın kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemenin 03.10.2002 tarih 2001/262 E. – 2002/385 K. sayılı ilamı ile; davanın kabulüne dair verilen karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25/04/2003 gün ve 2641 – 2849 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Taşınmazın 1972 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında çalılık olarak tesbit harici bırakıldığı, halen üzerinde kapama zeytin ağaçları bulunduğu bildirilmişse de komşu parsel tutanakları ve dayanağı kayıtlar getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiklerinin araştırılmadığına” değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 29.04.2008 tarih 2003/265 E. – 2008/121 K. sayılı ilamı ile davanın kabulüne; 28/05/2004 tarihli krokide (A) harfi ile işaretli 2490 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Dairemizin 02.07.2013 tarih 2013/2767 E. – 7474 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Taşınmazın orman olup olmadığı konusunda uzman orman mühendisi bilirkişi tarafından memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre araştırma ve inceleme yapılmamış, taşınmazda bulunduğu bildirilen zeytin ağaçlarının dikme mi, aşılama mı olduğu, teraslama öncesinde taşınmazın gerçek eğiminin ne olduğu ziraat uzmanı tarafından açıklanmamıştır. En eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15-20 yıl önce çekilmiş steroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yapılacak keşifle, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmelidir. Taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlenirse ormanların mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı ……. ait bulunduğundan, ……. kanunî hasım olarak davaya dahil edilmeli, orman
….
kadastrosu yapılıp taşınmazın orman sınırı dışında bırakıldığı 17.11.1982 tarihine kadar orman sayılacağı, bu tarih ile davanın açıldığı gün arasında 20 yılın dolmadığı düşünülmeli, Hazine ve Orman Yönetiminin tescil istemi bulunup bulunmamasına göre sonuç değerlendirilerek bir karar verilmesi.’’ gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda; Tüm dosya kapsamından dava konusu taşınmazın ihyasının 1985 yılında bitirildiği, kazandırıcı zamanaşımı için aranan 20 yıllık süre 2001 olan dava tarihi itibariyle dolmadığı……. ait bilgi ve belgelerden; davacının taşınmazı kazasız, nizasız malik sıfatıyla zilyet edinmediği anlaşıldığından; Davacının davasının reddine, davalı Hazinenin tescil talebinin kabulü ile, 10/02/2015 havale tarihli fen bilirkişi ……..bilirkişis…… ait rapor ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 2.607,94 m2 olan dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil davası niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1972 yılında yapılan arazi kadastrosu ile 17/11/1982 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı belirlenerek hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı …’e yükletilmesine 04/07/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.