YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14580
KARAR NO : 2019/5165
KARAR TARİHİ : 24.09.2019
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen) Ek-4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu sırasında …..mahallesi 102 ada 4 parsel sayılı 106,44 m² yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe vasfıyla Hazine adına tesbit edilmiş, beyanlar hanesine bahçe ve üzerindeki binanın 2004 yılından beri …’ın fiilî kullanımında olduğu ve 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu şerh verilmiştir.
Davacı … Yönetimi, taşınmaz içinde bulunan binanın bir kısmının orman sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, binanın orman sınırları içinde kalan kısmının belirlenerek tutanağın beyanlar hanesinde bu hususun belirtme yapılması istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine; çekişmeli parselin tesbit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/06/2015 tarihli ve 2015/4546 – 5067 E.K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında “Öncelikle çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresini gösterir orijinal kadastro paftası, 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan ilk orman kadastrosu ve sonrasında yapılan orman tahdidi, aplikasyon 2. madde, 2/B madde ve 5831 sayılı Kanun çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. Madde uygulaması sırasında düzenlenen mutabakat zaptının, çekişmeli parselin bulunduğu adadaki tüm parsellere ait tutanaklar ve dayanaklarının, kesinleşmiş iseler tapu kayıtlarının dosya içine alınması, daha sonra önceki bilirkişiler dışında serbest orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisi ile yerel bilirkişi eliyle yeniden keşif yapılarak yörede ilk kez 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastro tutanaklarında, keza daha sonra yapılan aplikasyon tutanaklarında sözü edilen tepelerdeki nirengi noktaları, dere ve yolların kesişme noktaları, mevki isimleri, bu tutanaklarda tarif edilen kişilere ait tarlaların o tarihteki sınırları ve bu tarlaların birleştiği köşe noktaları ve benzeri sabit noktalar yerel bilirkişi yardımıyla saptanmalı ve tutanakta isimleri yazılı kişilere ait tarlaların arazi kadastrosunda kim ya da kimler adına, kaç numaralı parsel olarak tespit edildiği de belirlenerek, o parsellere ait tutanak örnekleri getirtilip bilirkişi sözleri denetlenmeli; ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde ve 2/B madde uygulamalarına ilişkin harita ve tutanaklar ile 5831 sayılı Kanun gereğince düzenlenen kadastro paftaları ve mutabakat krokisi 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B madde Uygulaması Hakkındaki Yönetmelik ve bu Yönetmeliğin 54. maddesine göre çıkarılan teknik izahnamede tarif edilen yöntemle değişik açı ve uzaklıktaki en az 15-20 adet orman sınır noktasını gösterir şekilde çekişmeli parsele ve bu parselin geniş çevresine uygulanmalı; zeminde bulunmayan orman sınır noktaları bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi ismi ile açı ve mesafelere göre birer birer bulunup yerleri arazi kadastro paftası üzerinde işaretlenmeli; uygulamalarda ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile daha sonra yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulaması harita ve tutanaklarına göre belirlenmeli; bu haritalar aynı ölçekte birleştirilerek her bir uygulama (orman kadastrosu ile aplikasyon ve 2. uygulamaları) farklı renkte kalemlerle gösterilmeli, aynı ya da yakın hatlarda bulunan dava konusu parsel aynı harita üzerine işlenerek müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalıdır. İlk orman kadastro harita ve tutanaklarının, aplikasyon, 2/B madde harita ve tutanakları ile çelişkili olduğunun belirlenmesi halinde, tutanakların düzenlenmesinde esas alınan hava fotoğrafları ve memleket haritası ile desteklenen ilk orman kadastro tutanaklarındaki sınırlara değer verilmesi gerektiği düşünülmeli, Orman Yönetiminin iddiaları üzerinde durularak dava konusu Ek 4 parseli üzerinde bulunan binanın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalıp kalmadığı, bunun nedeni ve doğru hattın hangisi olduğu üzerinde durulmalı; 5831 sayılı Kanun çalışmaları ile kesinleşmiş orman sınırlarının değiştirilemeyeceği de gözönünde bulundurularak” oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştikten sonra kadastro tutanak aslının dava konusu olmadığı açıklanarak olağan yollardan kesinleştirilmesi için ….. gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastroya itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince 1940 yılında yapılan orman tahdidi, tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ile 1991 yılında ilan edilerek kesinleşen 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Yargılama sırasında uzman orman yüksek mühendisleri ve harita bilirkişilerinden müteşekkil bilirkişi kurulu tarafından orman kadastro tutanakları ve haritasına dayalı olarak yapılan araştırma ve incelemede çekişmeli taşınmaz ve üzerindeki binanın tamamının kesinleşen 2/B sınırında olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece; “Krokide (B) harfi ile gösterilen alanın kadastro tutanağı dışında kaldığı” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ne var ki, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı … Yönetimi, 3402 sayılı Kanun’un Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastro çalışmasının askı ilan süresi içerisinde dava açarak; taşınmaz içinde bulunan binanın bir kısmının orman sınırları içinde kaldığı iddiasına dayanmış, ayrıca mutabakat hattının da kesinleşmiş orman sınırına uygun olmadığını ileri sürerek düzeltilmesini istemiştir. Buna göre, temyize konu kararın ilişkin olduğu dava, taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine Orman Yönetimi lehine şerh konulması istemine ilişkindir. Bu istem, tutanağın askı ilan süresi içerisinde açılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğuna ve taşınmazın mülkiyetine yönelik bir istem olmadığına göre, davaya bakma görevi kadastro mahkemesine aittir. Hal böyle olunca mahkemece işin esasına girilip, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, davacı … Yönetimi vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.