Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/14579 E. 2019/5166 K. 24.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14579
KARAR NO : 2019/5166
KARAR TARİHİ : 24.09.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında …..köyünde bulunan 101 ada 8 parsel sayılı 295,77m² yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B madde şerhiyle birlikte “iş bu taşınmaz ve üzerindeki 2 katlı kargir bina 20 yıldan beri…..’in fiilî kullanımında” olduğu yönünde şerh verilerek bahçe vasfıyla Hazine adına tesbit edilmiştir.
Asıl davada davacı … çekişmeli taşınmazı 1990 yılından beri 780 m2 olarak kullanmakta olduğunu, yapılan kadastro çalışmaları sonucunda taşınmazının 295 m2 olarak tespit gördüğünü yapılan eksik tespitin iptali ile tutanağın düzeltilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada Orman Yönetimi vekili 03/11/2010 tarihli dava dilekçesiyle…. mahallesi 101 ada 8 nolu parselde bulunan taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığını bu nedenle yapılan tespitin iptali ile tutanağın düzeltilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne, ……mahallesi 101 ada, 8 parsel sayılı taşınmazın mülkiyeti tam pay ile … adına kayıtlı taşınmazın kadastro tutanağının edinme sebebi kısmında belirtilip beyanlar hanesine şerh edilen “İş bu taşınmaz ve üzerindeki 2 katlı kargir bina 20 yıldan beri ….. fiili kullanımındadır.” ibaresinin iptali ile, yerine “İş bu taşınmaz ve üzerindeki 2 katlı kagir bina 20 yıldan beri ….. evladı …’nin fiili kullanımındadır. Taşınmaz üzerindeki binanın 39,58 m2’lik bölümü orman alanında kalmaktadır.” şeklinde belirtilerek beyanlar hanesine şerhine, taşınmazın diğer hususlar yönünden tutanakta gösterildiği üzere tespiti ile mülkiyeti tam pay Hazine adına tapuya tespit gibi tesciline, asıl davada davacı …’nin fazlaya dair talebinin reddine karar verilmiş, davacı-birleşen dosya davalısı … tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/04/2015 tarihli ve 2014/10362-2015/2416 E-K sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Bilirkişilerce düzenlenen rapor ve krokisi taşınmazın hukukî durumu hakkında yeterli kanı uyandırmamaktadır. Yörede ilk kez 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastrosu ile daha sonraki yıllarda yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B uygulamalarına ait haritalar ile 5831 sayılı Kanun çalışmaları sonucunda oluşturulan pafta örneği ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilmek ve ayrı ayrı gösterilmek suretiyle taşınmazın konumu belirlenmemiş; Yönetimin iddiası doğrultusunda dava konusu Ek -4 parseli üzerinde bulunan binanın kısmen kesinleşen orman kadastro sınırlarında kaldığı belirtilmiş ise de bunun nedeni üzerinde yeterince durulmamış, 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman tahdidi içinde iken daha sonra yapılan 2/B uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı belirtilmesine karşın 5831 sayılı Kanun çalışmalarında oluşturulan ve güncel duruma daha uygun olduğu belirtilen mutabakat sınır hattı dikkate alınarak işlem yapılmıştır. Kesinleşen orman kadastro sınırlarının mutabakat raporu ile değiştirilemeyeceği hususu tartışılmamıştır.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresini gösterir orijinal kadastro paftası, 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan ilk orman kadastrosu ve sonrasında yapılan orman tahdidi, aplikasyon 2. madde, 2/B madde ve 5831 sayılı Kanun çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uygulaması sırasında düzenlenen mutabakat zaptının, çekişmeli parselin bulunduğu adadaki tüm parsellere ait tutanaklar ve dayanaklarının, kesinleşmiş iseler tapu kayıtlarının dosya içine alınması, daha sonra önceki bilirkişiler dışında serbest orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisi ile yerel bilirkişi eliyle yeniden keşif yapılarak yörede ilk kez 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastro tutanaklarında, keza daha sonra yapılan aplikasyon tutanaklarında sözü edilen tepelerdeki nirengi noktaları, dere ve yolların kesişme noktaları, mevki isimleri, bu tutanaklarda tarif edilen kişilere ait tarlaların o tarihteki sınırları ve bu tarlaların birleştiği köşe noktaları ve benzeri sabit noktalar yerel bilirkişi yardımıyla saptanmalı ve tutanakta isimleri yazılı kişilere ait tarlaların arazi kadastrosunda kim ya da kimler adına, kaç numaralı parsel olarak tespit edildiği de belirlenerek, o parsellere ait tutanak örnekleri getirtilip bilirkişi sözleri denetlenmeli; ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde ve 2/B madde uygulamalarına ilişkin harita ve tutanaklar ile 5831 sayılı Kanun gereğince düzenlenen kadastro paftaları ve mutabakat krokisi 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki yönetmelik ve bu Yönetmeliğin 54. maddesine göre çıkarılan teknik izahnamede tarif edilen yöntemle değişik açı ve uzaklıktaki en az 15-20 adet orman sınır noktasını gösterir şekilde çekişmeli parsele ve bu parselin geniş çevresine uygulanmalı; zeminde bulunmayan orman sınır noktaları bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi ismi ile açı ve mesafelere göre birer birer bulunup yerleri arazi kadastro paftası üzerinde işaretlenmeli; uygulamalarda ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile daha sonra yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulaması harita ve tutanaklarına göre belirlenmeli; bu haritalar aynı ölçekte birleştirilerek her bir uygulama (orman kadastrosu ile aplikasyon ve 2. uygulamaları) farklı renkte kalemlerle gösterilmeli, aynı ya da yakın hatlarda bulunan dava konusu parsel aynı harita üzerine işlenerek müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalıdır. İlk orman kadastro harita ve tutanaklarının, aplikasyon, 2/B madde harita ve tutanakları ile çelişkili olduğunun belirlenmesi halinde, tutanakların düzenlenmesinde esas alınan hava fotoğrafları ve memleket haritası ile desteklenen ilk orman kadastro tutanaklarındaki sınırlara değer verilmesi gerektiği düşünülmeli, Orman Yönetiminin iddiaları üzerinde durularak dava konusu Ek 4 parseli üzerinde bulunan binanın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalıp kalmadığı, bunun nedeni ve doğru hattın hangisi olduğu üzerinde durulmalı; 5831 sayılı Kanun çalışmaları ile kesinleşmiş orman sınırlarının değiştirilemeyeceği de gözönünde bulundurularak oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu birleşen 2010/3513 Esas sayılı davanın reddine, asıl davanın kısmen kabulüne, dava konusu 101 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının edinme sebebi kısmında belirtilip, beyanlar hanesine yazılan ”iş bu taşınmaz ve üzerindeki 2 katlı kagir bina 20 yıldan beri …. fiili kullanımındadır” açıklamasının iptali ile yerine ” iş bu taşınmaz ve üzerindeki 2 katlı kagir bina 20 yıldan beri … evladı …’nin fiili kullanımındadır” açıklamasının yazılmasına, taşınmazın diğer hususlarda kadastro tutanağında gösterildiği üzere tespiti ile mülkiyeti tam pay … adına tespit gibi tesciline, davacının yüzölçümüne ilişkin itirazının görev yönünden reddine,…… Mahallesi 101 ada 6 parselle ilgili dava dosyasının (2010/3512 Esas, 2013/76 Karar) karar kesinleştikten sonra ……. Tapu Müdürlüğüne iadesine karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacısı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastroya itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1943 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744, 2896 ve 3302 sayılı kanun hükümlerine yapılan aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkarma işlemleri vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 24/09/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.