Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/14423 E. 2019/4766 K. 03.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14423
KARAR NO : 2019/4766
KARAR TARİHİ : 03.07.2019

…….

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

…..yüzölçümü ve tarla vasfıyla ……adına tespit ve tescil olmuştur.
Davacı vekili, davalı adına tapuda kayıtlı……yüzölçümündeki taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan orman sayılan yerlerden olduğunu iddia ederek, davalı adına kayıtlı tapunun iptaliyle Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemenin 12/06/1996 gün ve 1995/460 E. -1996/134 K. sayılı kararı ile taşınmazın keşif sırasında yapılan gözleminden kültür arazisi niteliğinde bulunduğu, orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesi ile davalılar tarafından zilyetlik şartları sağlandığından bahisle davacı Hazinenin davasının reddine karar verilmiş; Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/12/2004 gün ve 2014/9779 E. – 2014/10302 K. sayılı kararıyla “…taşınmazın orman olmadığı gerekçesiyle karar verilmiş ise de hükme esas alınan uzman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmaz  renksiz ve tarihi belli olmayan fotokopi şeklindeki memleket haritası, orman kadastro haritası ve amenajman planında gösterilmiş, kadastro paftası ile de aplike edilmeden nokta halinde işaretlenmiş, ziraat uzmanı da dinlenmemiştir. Bu şekilde hazırlanan rapor üzerinde denetleme yapılamadığından, dairenin 14/02/2006 tarihli geri çevirme kararı ile ek rapor hazırlanması istenmiş; ancak, fen elemanı tarafından hazırlanan ek rapora, yine renksiz fotokopi şeklindeki belgeler eklenmiştir. O halde; mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için önceki keşiflerde görev almayan uzman bilirkişiler marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile yöreye ait en eski tarihli ve kadastro tutanağının düzenlendiği tarihten 20 yıl öncesine ait memleket haritaları, hava fotoğrafları ve orman kadastro haritası, ölçekleri eşitlenerek birbiri üzerine aplike edilmeli, taşınmazın tüm haritalardaki konumu ayrı ayrı belirlenmeli, memleket haritalarının yapımına esas alınan hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilmeli, komşu parsellere Hazine veya Orman Yönetimi tarafından açılan aynı nitelikte dava bulunup bulunmadığı araştırılmalı, varsa dava dosyaları, kesinleşip tapuya tescil edilmişlerse güncel tapu kayıtları getirtilmeli, komşu 117 ada 75 sayılı parselin Hazine tarafından açılan dava sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği gözönünde bulundurularak, gerektiğinde dava dosyası getirtilip incelenmeli, Hazine tarafından dava açılması nedeniyle, taşınmazın kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı belirlense dahi, bu durum zilyedlikle iktisap için yeterli olmayacağından orman sayılan ya da orman içi açıklık niteliğindeki yerlerden olup olmadığı da kesin olarak
…..

belirlenmeli, orman değilse 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davalı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı, somut olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmalı, ziraat uzmanı tarafından taşınmazda bulunan bitki örtüsü ve toprak yapısı, ağaç varsa sayısı, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı, hâkim bitki türünün ne olduğu açıklanmalı, eylemli orman niteliğinde bölümler varsa o bölüme ilişkin dava reddedilmeli…” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı tespit edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır. Genel arazi kadastrosu 19/03/1993 tarihinde kesinleşmiştir. 
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
03/07/2019 günü oy birliği ile karar verildi.