Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/14334 E. 2019/5048 K. 19.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14334
KARAR NO : 2019/5048
KARAR TARİHİ : 19.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, … ili, …. ilçesi, …. mahallesi 20853 ada 8 parsel sayılı 5983 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybettiği ve orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine “2/B madde ve davacı lehine kullanım” şerhi verilerek, Hazine adına tarla niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Davacı, taşınmazın yaklaşık olarak 7000 m² eksik yüzölçümü ile ölçüldüğü iddiasıyla ve bu yerin 2/B olarak tesbiti istemiyle dava açmış; …., taşınmazın gölet sahasında kalması nedeniyle kullanım kadastro tesbitinin iptali istemiyle davaya katılmıştır.
Mahkemece, taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı ve idareyi zorlayıcı nitelikte dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, davacı Muhammed Demirkıran ve davalı …… Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmekle, Dairemizin 07/11/2014 tarihli ve 2014/5562 E. – 9244 K. sayılı kararıyla “Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin 4. fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi de zorunludur. Somut olayda, yörede 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kulanım kadastrosu sırasında davacının dava ettiği taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmediğine göre, taşınmazla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemelerde görüleceği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş, kadastro mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, davacı kişinin talebi üzerine dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece dava konusu yerin, eğiminin % 3-60 düzeyinde oduğu, arazinin tesfiyesiz, engebeli ve keşif tarihine kadar sürülmemiş, ekilmemiş ve tarım yapılmamış olduğunun
belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulaması yapılması ve kullanıcı şerhi verilmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ile daha sonra 1977 ve 1989 yıllarında, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 1744 ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2. madde ve 2/B madde uygulamaları yapılarak kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 19/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.