Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/14145 E. 2017/3651 K. 25.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14145
KARAR NO : 2017/3651
KARAR TARİHİ : 25.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

… ili … ilçesi, … mahallesi 107 ada 42 parsel 20.005 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla dava dışı … adına, 107 ada 73 parsel ise 120.334,10 m2 yüzölçümü ve … vasfıyla … adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı dava dilekçesinde özetle; … ilçesi, … mahallesi Köyüstü mevkiinde bulunan, kendisine ait olan 104 ada 45 ve 107 ada 38 parseller arasında kalan yaklaşık 30 dönüm taşınmazının dedelerinden intikal ettiğini,üzerinde 300 kök bağ ve en az 250 adet meyve ağacı ve yazlık ev bulunduğunu, 1979 yılında … olaylarında göç etmek zorunda kaldıklarından … olarak tapuya yazıldıklarını, ayrıca Teknepınarı mevkiinde bulunan 114 ada 1 ve 114 ada 6 parsel arasındaki 10 dönüm civarındaki taşınmazının ve 110 ada 89 parselde 8 dönüm yerinin ormana bırakıldığını bu yerlere ilişkin 1936 tarihli dedesi üzerine kayıtlı emlak kaydı ile 10/08/2001 tarihli köy muhtarlığınca düzenlenen zilyetlik belgesi bulunduğunu ileri sürerek bu taşınmazların tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında davacının dava konusu ettiği 104 ada 45 ve 107 ada 38 parseller arasında kalan yaklaşık 30 dönümlük yerin 107 ada 73 ve 107 ada 42 parsel sınırları içinde kaldığı anlaşılmış yapılan yargılama sonucu, dava konusu 107 ada 42 parsel yönünden davanın husumetten reddine, 107 ada 73 parsel yönünden ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
… köyünde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre … kadastro çalışmaları yapılmış ve kesinleşmiştir.
1- Davacının 107 ada 42 parsele ilişkin temyiz itirazları yönünden; dava konusu yapılan taşınmazın tapu malikine karşı açılmadığından mahkemece husumetten ret kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2- Davacının 107 ada 73 parselde ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; karara dayanak alınan … bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazın … olup olmadığını ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli
ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. … bilirkişi tarafından 1963 ve 1988 tarihli memleket haritaları üzerinde inceleme yapılmışsa da hava fotoğrafları üzerinde değerlendirilme yapılmamıştır. Rapor içeriğinde dava konusu yerin … sayılan yerlerden olduğu yazılmış, raporun sonuç kısmında ise taşınmazın … sayılmayan yerlerden olduğu belirtilerek çelişkili bir durum yaratılmıştır.
… sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin … niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar Devletleştirilmiş, Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanunun ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
O halde; mahkemece en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve tespit tarihinden geriye doğru 15-20 yıl önceki hava fotoğrafları ve bunlardan üretilen memleket haritaları ve keşif sırasında uygulanan 1963 ve 1988 tarihli memleket haritalarının dayanağı hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve … Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek … mühendisleri arasından seçilecek bir … yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi … olan bir yerin üzerindeki … bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt … toprağının … sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman … bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda değinilen yöntemle yapılacak araştırma sonucu taşınmazların … sayılmayan yerlerden olduğu saptandığı takdirde, davacı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez fen, … ve ziraat bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazların bulunduğu yeri gösteren tespit tarihinden geriye doğru 15-20 yıl öncesi ait 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları, topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmazlar üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı, 20 yıllık zilyetlik süresinin kesintisiz devam edip etmediği belirlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, davacı yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişi tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, kadastro tespit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip
incelenmeli, dava konusu taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden Kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Ayrıca dava dilekçesinden davacının 107 ada 42 ve 73 parseller dışında, başka taşınmazları da dava konusu ettiği, sınırları dava dilekçesinde belirtilen bu taşınmazlar hakkında mahkemece keşif yapılarak taşınmazların belirlenmediği ve bu taşınmazlara ilişkin hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının reddi ile 107 ada 42 sayılı parsele ilişkin hükmün ONANMASINA,
2) İki nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 107 ada 73 sayılı parsele ilişkin hükmün BOZULMASINA 25/04/2017 günü oybirliği ile karar verildi.