Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/14061 E. 2017/9548 K. 16.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14061
KARAR NO : 2017/9548
KARAR TARİHİ : 16.11.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteğinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

1953 yılında yapılan kadastro sırasında… ilçesi, … köyü 35 ve 36 parsel sayılı sırasıyla 2.400 m2 – 7.800 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle…adına tespit edilmiştir. Orman Yönetiminin 35 ve 36 sayılı parsellere yönelik itirazı …Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 1955/32 E. – 1955/599 K. sayılı ilamıyla 35 sayılı parsele ilişkin itirazın feragat yönünden reddine, yine aynı mahkemenin 1955/33-1955/600 sayılı ilamıyla 36 sayılı parsele ilişkin itirazın feragat yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacılar … ve Arkadaşları vekili 02.07.2009 tarihli dilekçe ile 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğunu belirterek orman sınırları dışına çıkarılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece; çekişmeli taşınmazların 08.08.1999 tarihinde kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı, bir bölümleri üzerinde kızılçam ağaçlarının bulunduğu, orman sayılan yerlerden oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 6831 sayılı Kanunun 11/1 maddesi uyarınca tapu kaydına dayalı 10 yıl içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 08.02.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 08.02.1999 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu bulunmakta olup, orman kadastrosunun yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6831 sayılı Orman Kanununun 3373 sayılı Kanun ile değişik 11/1. maddesinde “Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilanı, ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak, harita ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren 6 ay içinde kadastro mahkemelerine, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemeye müracaatla sınırlamaya ve 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı), … ve hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir. Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir. Ancak, tapulu gayrimenkullerde tapu sahiplerinin, on yıllık süre içerisinde dava açma hakları mahfuzdur” hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemedeki 6 aylık ve 10 yıllık hak düşürücü süreler orman kadastro komisyonunca orman sınırları dışında bırakılan veya
nitelik kaybı sebebiyle orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların orman sınırları içine alınması istemiyle Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılacak davalarda, hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından da orman kadastro komisyonunca orman sınırları içinde bırakılan taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılması istemiyle açılacak davalarda uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere orman kadastrosunun askı ilan tarihinden itibaren 6 ay içinde kadastro mahkemesine, 6 aylık süre dolduktan sonra ise tapu kaydına dayanılarak 10 yıl içinde genel mahkemelerde orman kadastrosuna itiraz davası açılabilecektir. Dolayısıyla 6 aylık ve 10 yıllık süreler içinde orman kadastrosunun iptali istemiyle dava açılması halinde çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadıkları eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı uygulanarak belirlenecektir.
Somut uyuşmazlıkta ise orman kadastrosu 08.02.1999 tarihinde ilan edilmiş olup, davacılar 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükmen oluşan tapu kayıtlarına tutunarak 6831 sayılı Kanunun 11/1 maddesinde düzenlenen 10 yıllık süre içinde 02.07.2009 tarihinde orman kadastrosunun iptali istemiyle dava açmışlardır. Bu durumda çekişmeli taşınmazlar yönünden orman kadastrosunun kesinleştiğinden söz edilemeyecektir.
Hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporunda 35 parsel sayılı taşınmazın üzerinde belli kapalılığa erişmiş 30 yaşlarında kızılçam ormanı bulunduğu, bitişikteki ormanla bütünlük oluşturduğu, 1956 tarihli memleket haritasında kısmen açık kısmen bağlık rumuzlu yeşil alanda, 1992 tarihli memleket haritasında ormanlık alanda, 1950 tarihli hava fotoğrafında bağ niteliğinde gözüktüğü, 36 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile işaretlenen kesiminde buğday ekili olduğu, geriye kalan bölümünde 30 yaşlarında kapalılık oluşturmuş kızılçam ağaçları bulunduğu, 1956 tarihli memleket haritasında açık alan, 1992 tarihli memleket haritasında ormanlık alan, 1950 tarihli hava fotoğrafında tarım alanı olarak gözüktüğü belirtilmiştir.
Her ne kadar çekişmeli taşınmazlar orman kadastrosunun yapıldığı tarihteki memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman olarak gözükmekte ise de öncesi itibariyle orman sayılmayan yerlerden oldukları, davacıların miras bırakanı…adına tapu kaydı oluştuktan sonra alana orman ağaçlarının geldiği anlaşılmaktadır.
Kaldı ki çekişmeli taşınmazlar 1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davacıların miras bırakanı adına tespit edilmiş olup, Orman Yönetimi tarafından açılan tespite itiraz davaları …Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 1955/32 E. – 1955/599 K. ve 1955/33-1955/600 sayılı ilamlarıyla Orman Yönetiminin davadan feragat ettiği gerekçesiyle reddedilmiştir. Anılan kararların davalı … Yönetimi yönünden kesin hüküm niteliğinde olup olmadıkları yönünde inceleme ve değerlendirmede yapılmamıştır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/11/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.