Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/14028 E. 2019/3892 K. 11.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14028
KARAR NO : 2019/3892
KARAR TARİHİ : 11.06.2019

…..
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar tapu kaydına dayanarak yörede 1998 yılında ilk kez yapılan ve 18.07.1998 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu sırasında…. parsel sayılı taşınmazın orman sınırı içerisine alınması işleminin yanlış olduğunu ileri sürüp bu taşınmaza ait sınırlamanın iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacıların temyizi üzerine 20. Hukuk Dairesinin 27.09.2012 tarihli ve 2012/3760 E.- 2012/10837 K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın 1957 tarihli memleket haritasında yeşil renkli alanda kaldığı, eski tarihli hava fotoğrafında da orman sayılan alanda kaldığı belirtilmiş ise de, rapora ekli memleket haritası orijinal olmadığı gibi, kadastro paftası ile ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmadığı için doğruluğunun denetlenemediği, taşınmazın hava fotoğrafı üzerindeki konumu da denetime elverişli şekilde gösterilmediği, taşınmazın 1953 yılında bağ vasfı ile tespit ve tescil edildiği, tapulama sırasındaki niteliği itibariyle memleket haritasındaki yeşil renginin sebebinin açıklanmadığı, davacıların haricen düzenleyip sundukları bilirkişi raporunda taşınmaz üzerindeki ağaçların incir ve zeytin olarak açıklandığı, yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulamayacağı belirtilmiş, dava konusu yere ilişkin eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanakları ve dayanak belgeleri ilgili yerlerden getirtilerek uzman üç orman yüksek mühendisi ve fen elemanı aracılığıyla dava konusu yerin konumu, niteliği üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi belilenerek memleket haritasındaki yeşil görünümün bu ağaçlardan kaynaklı olup olmadığının tartışılması, taşınmazın 1953 yılında bağ vasfıyla tespit edildiği göz önünde bulundurulup tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü …… köyünde bulunan 232 parsel numaralı taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılmak suretiyle orman sınırının düzeltilmesine, davalının el atmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1953 yılında yapılmış arazi kadastrosu, 1998 yılında 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine göre yapılmış orman kadastrosu ve 2/B çalışması bulunmaktadır.
…..
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre davalı Orman Yönetiminin usul ve kanuna aykırı temyiz itirazlarının reddi ile çekişmeli taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılması yönünden hükmün onanması gerekir.
Müdahalenin önlenmesi konusunda ise mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; 6100 sayılı HMK’nın “…Taleple Bağlılık İlkesi…” başlıklı 26. maddesi: ‘‘Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır” hükmünü amirdir.
Somut olayda davacının müdahalenin önlenmesine ilişkin bir talebi bulunmadığı halde mahkemece ayrıca davalının müdahalesinin önlenmesi yönünde karar verilmiştir. Mahkemece taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekirken talep aşılmak suretiyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Orman Yönetiminin çekişmeli taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılması hükmüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu yönden ONANMASINA müdahalenin önlenmesine ilişkin bölümü yönünden hükmün BOZULMASINA, 11/06/2019 günü oy birliği ile karar verildi.
…..