Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/13712 E. 2019/4286 K. 19.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13712
KARAR NO : 2019/4286
KARAR TARİHİ : 19.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı/birleşen davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı/birleşen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … köyünde, müvekkilinin hissesinin bulunduğu 735 parsele bitişik olan; 104 ada, 1 parsel sayılı 16.433,82 m2 yüzölçümlü taşınmazın “tarla” vasfıyla orman sınırları dışına çıkarıldığını, esasen müvekkili ile davalılardan …’in kullanımında olduğu ve başkalarının burada hakları olmadığı halde kadastro çalışmaları sırasında bu taşınmazın davalılar …, … ve … adına tespit edildiğini, müvekkilinin en azından diğerleri ile birlikte hak sahibi olarak tespit edilmesi halinde 4.100 m2’den fazla bir alanda hak sahibi olabileceğini beyan ederek; müvekkilinin, hisseli maliki olduğu 735 sayılı parselin komşusu olan 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kullanıcı olarak hak sahibi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; dava konusu 104 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün zilyetliğinin davalılar tarafından davacıya devredildiğine dair iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle;
A) Davalı … Müdürlüğüne yönelik davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-d maddesindeki “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları” şeklinde hüküm altına alınan dava şartının (pasif husumet) yokluğu nedeniyle, 6100 sayılı HMK’nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine,
B) Davalı Hazine ve davalılar …, … ve … yönünden;
Davanın esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı/birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ve birleşen dava, 2/B uygulaması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil olunan 104 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1941 yılında yapılıp 1948 tarihinde Resmi Gazetede ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre 31.07.1980 tarihinde ilanı yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 2896 sayılı Kanuna göre 1984 yılında yapılıp ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 1989 yılında başlanan daha önce sınırlaması yapılmış ormanların aplikasyonu ve sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu çalışması bulunmaktadır. Son olarak; 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulaması yapılmış ve 20.07.2010 tarihinde ilan edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 31/3. maddesi gereğince davalı Hazine lehine ayrıca vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken; öte yandan diğer davalılar hakkındaki red sebebi ortak olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. maddesinin ikinci fıkrası gereğince davalılar …, … ve … lehine tek vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken; mahkemece “hüküm” fıkrasının (B) 5. bendinde, “Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT’ye göre hesaplanan 1.800,00’er TL nispi/maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara 1.800,00’er TL olacak şekilde paylaştırılarak verilmesine” karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; “hüküm” fıkrasından 5. bendin çıkartılarak yerine; “Davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Kadastro Kanunu 31/3. maddesi uyarınca takdir edilen 1.800.00.-TL vekalet ücretinin davacı/birleşen davacıdan alınarak davalı Hazineye ödenmesine” cümlesinin yazılması; “hüküm” fıkrasına 6. bent olarak “Davalılar …, … ve … kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3. maddesinin ikinci fıkrası gereğince takdir edilen 1.800,00.-TL tek vekalet ücretinin davacı/birleşen davacıdan alınarak red sebebi ortak olan davalılara ödenmesine” cümlesinin yazılması ve eklenmesi ve sonraki bentlerin buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle düzeltilmesine, hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/06/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.