Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/13501 E. 2019/4269 K. 19.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13501
KARAR NO : 2019/4269
KARAR TARİHİ : 19.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine 29.06.2004 tarihli dava dilekçesiyle, dava konusu … mahallesi 244 ada 4 parsel sayılı taşınmazın evveliyatının yayla olduğunu, zilyetlik ile kazanılmasının söz konusu edilemeyeceğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ve özel siciline işlenmesini istemiştir.
Mahkemece, ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 28.10.2010 tarih ve 2010/9566 E. – 11505 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Tapu kaydında, çekişme konusu 4 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payı …, 1/2 payının … adına kayıtlı ve paylı mülkiyet rejimine tâbi olduğu görülmektedir. Taşınmazda iki ayrı paydaş olup, bunlardan 1/2 pay maliki …’un dava açılmadan önce 18.04.2003 tarihinde öldüğü … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.08.2006 günlü ve 2006/1239 – 1224 sayılı verâset ilâmından anlaşılmaktadır. Ancak, taşınmazın diğer paydaşı davalı …’un ölü olduğu gerekçesiyle bir kanıt sunulmadığı gibi anılan kişinin mahkemeye sunduğu 25.06.2010 tarihli dilekçesi de bulunmaktadır. Bu nedenle, paylı mülkiyet esası üzerine kayıtlı dava konusu taşınmazda her bir paydaş aleyhine ayrı ayrı dava açma olanağı bulunduğundan, paydaşlardan birinin ölü olduğu gerekçesiyle davanın tümden reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.”denilmiştir.
Orman Yönetimi, 25.01.2013 tarihli müdahale dilekçesi ile, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; 1) Davacı Hazinenin yayla iddiası ile açmış olduğu asıl dava yönünden; dava konusu … ili, … ilçesi, … beldesi, … Mahallesi 244 ada 4 parsel sayılı taşınmazda …’a ait 1/2 payı yönünden ve; ziraat bilirkişisi …, fen bilirkişisi … ve Emlak – Mülk Bilirkişisi …’nin 28.11.2011 tarihli raporlarına ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 365,00 m²’lik kısmı yönünden; davacının davasının, 20.06.2007 tarih ve 26558 sayılı Resmî Gazetede Yayımlanan 03.06.2007 tarihli 5685 sayılı Kanunla 4342 sayılı Mera Kanununun Geçici 3. maddesinde yapılan değişiklik gereğince davacı Hazinenin bu davasından kanun gereğince vazgeçmiş sayılmasına, kanuna uygun biçimde belirlenmiş olan ve depo edilen 3.304,16.-TL’nin Hazineye ödenmesine,
2) Asli müdahil Orman Yönetiminin asli müdahale davası yönünden;
Asli Müdahil Orman Yönetiminin davasının kabulü ile; dava konusu … ili, … ilçesi, … beldesi, … mahallesi 244 ada 4 parsel sayılı taşınmazda …’a ait 1/2 payı yönünden; orman bilirkişisi …’un 28.11.2011 tarihli raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen 144,00 m²’lik kısmın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26/02/2015 gün ve 2015/169 – 990 E.K sayılı ilamıyla bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; ”Dava konusu parsel paylı olarak davalılar adına kayıtlıdır. Paydaşlardan biri dava tarihinden önce ölmüştür. Mahkemece, taşınmazın niteliğinin orman olduğu kabul edildiğine göre, orman nitelikli taşınmazın bir kısım payının cinsinin orman, bir kısım payının da tarla ya da ev ve arsa olarak tapuda kayıtlı olması tapu tekniğine uygun değildir. Taşınmazın niteliği orman olmasa idi paydaşlardan biri hakkında dava koşulu bulunmadığından 04.05.1978 gün ve 4/5 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince o paydaş hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru olacaktı. Ne var ki; taşınmazın niteliği ve kamu düzeni buna engeldir. Mahkeme kararının bu haliyle infazı mümkün değildir (H.G.K.’nun 06.02.2008 gün 2008/20-56-100 sayılı kararı). O halde; davacı … Yönetimine ölü olan tapu maliki … mirasçılarına karşı dava açması için önel verilmeli, açtığı dava, bu dava ile birleştirilerek taraf oluşturulduktan sonra istem hakkında bir karar verilmelidir.” gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde mahkemece;
1-Davacı Hazinenin yayla iddiası ile açmış olduğu asıl dava yönünden;
Dava konusu … ili, … ilçesi, … beldesi, … mahallesi 244 ada 4 parsel sayılı taşınmazda …’a ait 1/2 payı yönünden ve Ziraat Bilirkişisi …, fen bilirkişisi … ve Emlak – Mülk Bilirkişisi …’nin 28.11.2011 tarihli raporlarına ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 365,00 m2 lik kısmı yönünden;
Davacının davasının, 20.06.2007 tarih ve 26558 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan 03.06.2007 tarihli 5685 sayılı Kanunla 4342 sayılı Mera Kanununun Geçici 3. maddesinde yapılan değişiklik gereğince davacı Hazinenin bu davasından kanun gereğince vazgeçmiş sayılmasına, yasaya uygun biçimde belirlenmiş olan ve depo edilen 3.304,16.-TL’nin Hazineye ödenmesine,
2- Mahkememizin birleşen 2016/9 Esas sayılı davası yönünden;
Orman Yönetiminin davasının kabulü ile;
Dava konusu … ili, … ilçesi, … beldesi, … mahallesi 244 ada 4 parsel sayılı taşınmazın Orman bilirkişisi …’un 28.11.2011 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 144,00 m2’lik kısmın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çekişme konusu taşınmazın evveliyatının yayla olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırılması ve kesinleşen orman tahdidi içinde kalan taşınmazın tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1990 yılında 3402 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 144 m2’lik kısmın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu belirlenerek orman vasfı ile Hazine adına tapuya tescil edilmesinde, (B) harfiyle gösterilen kısmın ise 20.06.2007 tarih ve 26558 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan 03.06.2007 tarihli 5685 sayılı Kanunla 4342 sayılı Mera Kanununun Geçici 3. maddesinde yapılan değişiklik gereğince davacı Hazinenin bu davasından kanun gereğince vazgeçmiş sayıldığı anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
19/06/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.