Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/13398 E. 2019/3595 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13398
KARAR NO : 2019/3595
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

….

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında…..parsel sayılı 159,98 m² yüzölçümlü taşınmaz, çay bahçesi niteliğiyle davalı olduğundan bahisle malik hanesi açık olarak tespit edilmiştir.
Davacı … Yönetimi, 03.03.2008 havale tarihli dilekçesiyle…..sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesine göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında, 502 ada 1 sayılı orman parselinin kuzey kısmı ile 503 ada 1 sayılı orman parselinin kuzey ve doğu kısımlarının orman sınırları dışında bırakılmasına rağmen, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman olarak gözüktüğünü iddia edilen taşınmazlar için tespitin iptali ve taşınmazın orman olarak sınırlandırılması talebi ile dava açmıştır.
Mahkemece, 31.12.2010 tarihli celsede, davacının tek dilekçe ile 90 ayrı parsele dava açtığı hususu değerlendirilerek tefrik kararı verilmiş; 574 ada 4 parsel sayılı taşınmaz için bu dosya üzerinden yapılan yargılama sonucu, davanın reddi ile çekişmeli taşınmazın … mirasçıları adına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davacı … Yönetimi ve davalı Hazine tarafından hükmün temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18/02/2015 tarih ve 2014/8230 – 2015/697 E.K. sayılı ilamıyla “Mahkemece, dava konusu taşınmazın memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçe gösterilerek davacı … Yönetiminin davasının reddi ile dava konusu taşınmazın tespit malikleri adına hisseleri oranında tesciline karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma taşınmazın davalı adına tespiti için yeterli değildir. Davalılar yararına zilyetlikle kazanma koşulları araştırılmadığı gibi yapılan keşifte ziraatçi bilirkişi ve mahalli bilirkişi de bulundurulmamıştır. O halde; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, önceki bilirkişiler dışında halen ….. ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen ve bir ziraat mühendisi marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve
…..
çevresi incelenmeli; 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklık olup olmadıkları değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir. Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez çekişmeli taşınmazın tutanağının malik hanesi açık olduğundan davalı gerçek kişiler yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davalı gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalılar yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri dikkate alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Kabule göre de; kadastro mahkemesinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 25. maddesinin birinci fıkrası uyarınca veraset ilâmı verme imkanı varken muris olan ….verasete esas tüm nüfus kayıtları getirtilerek veraset ilâmı düzenlenmediği gibi mevcut olması muhtemel verâset ilâmı da dosyaya getirtilmeden ve murisin tüm mirasçıları denetime elverişli şekilde tesbit edilmeden mirasçılar adına tescil hükmü kurulması doğru görülmemiştir” gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılamada; dava konusu taşınmazın evveliyatından beri ağaç örtüsü ile kaplı olmadığı, tarım arazisi olduğu, orman vasfı taşımadığı, davalıların atalarından mirasen intikal eden yerlerden olduğu, 20 yılı aşkın süredir tespit malikleri tarafından çay bahçesi olarak kullanıldığı ve zilyetlik şartları oluştuğu belirlenerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kısmî ilân süresi içinde açılan kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
22/05/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.