Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/13115 E. 2018/6895 K. 30.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13115
KARAR NO : 2018/6895
KARAR TARİHİ : 30.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar …, …, …, … vekili 01/04/2014 tarihli dava dilekçeleri ile, müvekkillerinin … köyünde bulunan 64 parsel sayılı taşınmazın hisseli malikleri iken Hazinenin açtığı dava sonucu taşınmazın kısmen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesi ile tapusunun iptal edildiğini, mülkiyet haklarının karşılıksız olarak ellerinden alındığını belirterek taşınmazın 8/20’sine malik olan davacılar lehine 3107,00.-TL’nin tapunun iptal edildiği 02/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 23/06/2015 tarihli ıslah dilekçeleri ile, tapuda malik olarak görünen …’in vefat ettiğini, ekli veraset belgesinden davacıların …’in de mirasçıları olduklarını, bu sebeple davacıların payının 8/15 olduğunu, bilirkişilerce taşınmazın değerinin 91865,62.-TL olarak belirlendiği, davacıların hissesine 48994,66.-TL düştüğünü belirterek dava değerini 48994,66.-TL’ye artırdıklarını belirterek bu bedelin taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 01/07/2015 tarihinde ıslah harcını da yatırmıştır.
Birleşen 2016/39 Esas sayılı dosyada davacı … 23/05/2016 tarihli dava dilekçesi ile, davacının murisi …’nun … köyünde bulunan 64 parsel sayılı taşınmazın 4/20’sine malik iken öldüğünü, ölümü ile tek mirasçı olarak davacının kaldığını, bu taşınmazın tapusunun kısmen iptal edilmesi nedeni ile uğranılan zararın şimdilik 1000.-TL’sinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen 2015/676 E. – 2016/1128 K. sayılı dosyada davacılar … ve … vekili 15/12/2015 tarihli dava dilekçeleri ile … köyü 64 parsel sayılı taşınmazın malikleri iken bu taşınmazın tapusunun kısmen iptal edildiğini, davacıların uğradıkları zararın karşılanmadığını belirterek 24497,499.-TL’nin tapunun iptal edildiği tarihten başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece birleşen dosyalar üzerinden yapılan yargılama sonucu; davacıların davasının kısmen kabulü ile 63.387,27.-TL’nin dava tarihinden (birleşen dosya davacıları için birleşen dosya dava tarihlerinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile miras payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından … köyünde bulunan 64 parsel sayılı taşınmazın 1967 yılında yapılan kadastro sonucu tarla vasfı ve 15200 m2 yüzölçümü ile davacıların murisleri adına tapuya tescil edildiği, daha sonra Hazine tarafından açılan dava sonucu …1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/153 E. – 2007/423 K. sayılı ilamı 14937,50 m2’sinin tapusunun iptaline karar verildiği anılan hükmün 08/07/2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğu kabul edilerek gelir metodu ile değerinin belirlenmesi gerektiğinin düşünülmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, davacıların zararı taşınmazla ilgili tapu iptal kararının kesinleştiği 08/07/2008 tarihinde oluşmasına rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın değeri asıl dava tarihi verilerine göre hesaplanmış, bulunan miktar ÜFE endeksleri kullanılmak sureti ile geriye doğru endekslenerek kesinleşme tarihindeki değeri belirlenmiştir. Bilirkişice dava tarihi verilerinin kullanılarak bulduğu değeri geriye doğru ÜFE endeksleri kullanmak sureti ile hesaplaması metod olarak doğru olmadığı gibi tek ziraat bilirkişisinden alınan rapora göre hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
Ayrıca dava konusu taşınmaza 4/20 pay oranında malik olan …’nun tek mirasçısı olan … birleşen 2016/39 Esas sayılı dosyada 1000,00.-TL talepli kısmı dava açmış, dosyalar birleştirilerek yargılamaya devam edilmiş ancak birleşen dosya davacısı kısmı olarak açtığı davasını ıslah etmemiştir. Mahkemece hüküm kurulurken taşınmazın tamamı için belirlenen değerin miras payları oranında davacılara ödenmesi şeklinde hüküm kurulmuştur. Hükmedilen tazminat miktarına göre …’in miras hissesine düşen tazminat miktarı dava dilekçesinde talep ettiği 1000,00.-TL’den fazla olduğu ve …’in ıslah talebi de olmadığı halde birleşen dosya davacısı açısından talepten fazlasına karar verilmiştir. HMK’nın 26. maddesine göre hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup; talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Mahkemece talepten fazlasına hükmedilmiş olması bozma nedenidir.
Bundan başka asıl dosya davacıları …, …, … ve … olduğu halde aslında birleşen dosya davacısı olan … hem asıl dosya davacıları arasına hem de birleşen dosya davacısı olarak yazılmıştır.
Birleşen 2015/676 E. – 2016/1128 K. sayılı dosyasında … ve …’in dava açtıkları, …’in …’i vekil tayin ettiği, …’in bu vekalet ile Metin adına avukat …’nu vekil tayin ettiği, Avukat’ın tapu maliki olan … adına davayı açtığı buna rağmen davacı olarak …’in yazıldığı, tapu malikleri arasında …’in olmadığı, …’in …’i temsilen vekalet ilişkisini kurduğu anlaşıldığından birleşen dosya davacısı olarak …’in yazılmış olması da doğru değildir.
O halde mahkemece çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğundan sulu-kuru olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazilerin toprak ve topoğrafik yapıları ve bölgelerindeki konumları gözetilerek 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 39. maddesiyle değişik 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak net gelir yöntemiyle değerlendirme tarihindeki (tapu iptali davasının kesinleştiği tarihteki) gerçek değerlerinin hesaplattırılması, bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahibinin gerçek zararının saptanması, davacıların miras hisselerine düşen tazminat miktarları belirlenerek ve talepleri de dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi kurul raporuna dayalı verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 30/10/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.