Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/12985 E. 2019/2898 K. 24.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12985
KARAR NO : 2019/2898
KARAR TARİHİ : 24.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … ilçesi, … köyü sınırları içinde kalan ve … çayırı olarak adlandırılan bölgenin içerisinde bulunan alanların kadimden beri müvekkillerinin kullanımında ve iktisabında olduğu halde kadastro çalışmaları sırasında bu alanın orman vasfıyla Hazine adına tescilinin yapıldığını ileri sürerek yapılan tescilin iptali ve dava konusu alanın müvekkilleri adına tescilini talep etmiştir.
Mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda gider avansının yatırılmasının ihtar edildiği, yatırılmaması üzerine ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/05/2015 tarih ve 2014/8104 Esas – 2015/4789 Karar sayılı ilamı ile taraf teşkili sağlanması gerektiğinden bahisle yerel mahkeme kararının bozulduğu, bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile 1, 14, 24 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 2, 4, 13/A, 22, 47 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 3, 21, 37, 28, 45 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 5, 8, 50, 73 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 6, 16, 51, 68 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 9, 66 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 7, 42, 44, 48, 59, 87, 88 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 10, 70 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 11, 17/A, 53 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 15, 69 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 12, 31, 32, 36, 39 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 18, 56 ,57 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 20, 25 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı … …, 23 nolu taşınmazın tapularının iptali ile davacı … …, 26/A, 27/A, 54 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 19, 55 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı…, 29, 34, 35, 38, 89 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 30, 60 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı … adına, 33 nolu taşınmazın tapularının iptali ile davacı …, 40 nolu taşınmazın tapularının iptali ile davacı …, 43 nolu taşınmazın tapularının iptali ile davacı … …, 80 nolu taşınmazın tapularının iptali ile davacı …, 41 nolu taşınmazın tapularının iptali ile davacı…, 52 nolu taşınmazın tapularının iptali ile davacı …, 58 nolu taşınmazın tapularının iptali ile davacı …, 67 nolu taşınmazın tapularının iptali ile davacı İbrahim Aydın, 64, 65 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 49, 71, 72 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı …, 46, 61, 62, 63 nolu taşınmazların tapularının iptali ile davacı … adlarına tapuya kayıt ve tescili ile dava konusu diğer taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm tavzih edilmiş ve davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu tescil ve iptal talebine ilişkindir.
Pelitli köyünde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun uyarınca yapılıp 24/12/2008-22/01/2009 tarihleri arasında ve … köyünde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun uyarınca yapılıp 25/08/2011-23/09/2011 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastro çalışmaları bulunmaktadır. Dava konusu taşınmazlar orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tespit edilen taşınmaz içerisinde kalmaktadır.
Mahkemece kabule konu taşınmazları davacıların atalarından beri aralıksız ve çekişmesiz kullandıkları ve halen de tarım arazisi olarak kullanıldığı, 30/11/2015 tarihli ziraat bilirkişi raporunda belirlenen (1, 14, 2, 4, 13/A, 22, 47, 3, 21, 37, 28, 45, 5, 8, 50, 73, 6, 16, 51, 68, 9, 66, 7, 42, 44, 48, 59, 87, 88, 10, 70, 11, 17/A, 53, 15, 69, 12, 31, 32, 36, 39, 18, 56, 57, 20, 25, 23, 26/A, 27/A, 54, 19, 55, 29, 34, 35, 38, 89, 30, 60, 33, 40, 43, 80, 41, 52, 58, 67, 64, 65, 49, 71, 72, 46, 61, 62 ve 63 sıra numarası ile gösterilen taşınmazlar) taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, 01/12/2015 tarihli orman bilirkişi raporu ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen alanın orman vasfında olması nedeni ile burada bulunan taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın 01/12/2015 tarihli orman bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısımdaki taşınmazların orman sayılmayan alanlardan olduğu belirlenmiş ise de, 04/10/2012 tarihli Ziraat Mühendisi Mustafa Akal tarafından tanzim olunan bilirkişi raporunda 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 A, 15, 16, 17 A, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26 A, 27 A, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73 nolu taşınmazların üzerinde uzun yıllar tarım yapılmamış olduğu 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85 ve 86 nolu taşınmazların tarım arazisi vasfı taşımadığı, 30/11/2015 havale tarihli Ziraat Yüksek Mühendisi Kurtuluş Halep tarafından tanzim olunan raporda ise dava konusu 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85 ve 86 sıra numarası ile gösterilen parsellerin tarım arazisi vasfı taşımadıkları; 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 A, 15, 16, 17 A, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26 A, 27 A, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38 sıra numarası ile gösterilen parsellerin tarım arazisi vasfında oldukları; 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73 sıra numarası ile gösterilen parsellerin tarımsal amaçlı kullanılmamış durumda oldukları; 33, 35, 42, 59, 60, 61 ve 62 sıra numarası ile gösterilen parseller üzerinde uzun yıllar tarımsal faaliyet yapılmamış olduğunu belirlenmiştir. Bilirkişiler tarafından 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 A, 15, 16, 17 A, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26 A, 27 A, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38 nolu taşınmazlar ile 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73,87,88,89 nolu taşınmazların üzerinde uzun yıllar tarım yapılmamış olduğu belirlenmesine rağmen; kabule konu tüm taşınmazlar hakkında halen kullanım olduğu gerekçesi ile yeterli ve usulüne uygun zilyetlik araştırması yapılmadan hüküm kurulmuştur. Keza davacılar tarafından dosyaya ibraz edilen vergi kayıtları ile tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve varsa revizyon gördüğü parsellere ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmeden davanın kabulü yönünden karar verilmiştir.
O halde mahkemece, davacıların dayandığı ve dosya içerisinde bulunan vergi kayıtları ile tüm tapu kayıtları ilk tesis tarihinden itibaren tüm geldi ve gittileri ile birlikte getirtilmeli, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu kayıtlar ile tüm tapu kayıtları ilk tesis tarihinden itibaren tüm geldi ve gittileri ile birlikte getirtilmeli, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilerek dosya arasına alınmalı, yine eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile 1985-1990-1995 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte
çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yapılacak araştırma sonucu çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, davacılarnın dayandığı tapu kaydının 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısında hukuki kıymetinin olup olmadığı tartışılmalıdır. Şayet orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde ise bu kez davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmelidir. Bu cümleden hareketle; taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları huzuru ile dava konusu taşınmazlar başında yapılacak keşifte 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca öncelikle davacı tarafın dayanağını oluşturan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası; haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı; yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, kaydın sabit sınırlı sayılıp sayılmayacağı değerlendirilmeli, buna göre tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölümlerinin bulunduğu ve bu bölümlerin orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, hayvan otlatılarak gerçekleştirilen kullanımın ekonomik amaca uygun bir kullanım olmadığı ancak ot biçilerek yapılan kullanımın ise tarımsal faaliyet niteliğinde olduğu dikkate alınmalı, kullanılmayan yerlerin kaç yıldır kullanılmadığı ve zilyetliğin iradi olarak terk edilip edilmediği araştırılmalı, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, taşınmazların tapu kaydı dışında kalan bölümleri var ise 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık vasfında olup olmayacağı
değerlendirilmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Ayrıca… davada taraf olmamalarına ve davacılar vekiline usulüne uygun verilmiş vekaletnameleri bulunmamasına rağmen haklarında karar verilmesi de doğru değildir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.