Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/12866 E. 2017/9724 K. 21.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12866
KARAR NO : 2017/9724
KARAR TARİHİ : 21.11.2017

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalılar gerçek kişiler ve davalı-karşı davacı … Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı gerçek kişiler vekili, 24/01/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile; davacılar adına kayıtlı olan… ili,… ilçesi,… köyü … parsel sayılı, 3960 m2 taşınmazın orman olmadığı halde, 2013 yılında yapılan orman kadastro çalışması sonucunda orman sınırı içine alındığını belirterek, taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı-karşı davacı … Yönetimi vekili, 28/03/2013 havale tarihli karşı dava dilekçesi ile; taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı gerçek kişinin orman kadastrosuna itiraz davasının reddine,
Davalı/karşı davacı … Yönetiminin tapu iptali tescil davasının tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı/karşı davalı gerçek kişi ve davalı/karşı davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1948 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 25/12/2012 tarihinde ilan edilip kesinleşen sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1955 yılında yapılan arazi kadastrosu vardır.
Dava, orman kadastrosuna itiraz ve buna karşılık olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi kurulu raporuna göre çekişmeli taşınmazın 1948 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğu, 2013 yılında yapılan orman kadastrosu ve aplikasyon sırasında da bu durumun değişmediği, taşınmazla ilgili yeni bir orman sınırı içine alma işleminin bulunmadığı, 02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44. ve 25523 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 15.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmeliğin 43 ve devamı maddelerine göre, aplikasyon işleminin de davacıya yeni dava hakkı vermeyeceği, ilk orman kadastrosuna itiraz için hakdüşürücü sürenin çoktan geçtiği gözönünde bulundurularak davanın reddine, Orman Yönetiminin tapu iptali ve tescil davasının ise tefrikine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır, ancak kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi
gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hükmün 1.bent 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine “3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500 TL. maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine” sözleri yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının iadesine 21/11/2017 günü oy birliği ile karar verildi.