Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/12778 E. 2019/3184 K. 07.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12778
KARAR NO : 2019/3184
KARAR TARİHİ : 07.05.2019

……..

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … ile davalılardan …, …, … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında …..köyü; 92 nolu parsel 19.000,00 m2 ve 93 nolu parsel sayılı 6.900,00 m2 yüzölçümü ile tarla vasfıyla 40 nolu tahrir kaydına istinaden ……adına; 94 parsel sayılı 23400,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla 40 nolu tahrir kaydına istinaden … ve … adına tespit görmüş iken Orman Yönetiminin itirazı üzerine kadastro komisyon kararı ile 92, 93, 94 nolu parseller orman vasfı ile Hazine adına tespit görmüşlerdir.
Dava konusu 706 parsel sayılı 27.300,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise tarla vasfıyla 40 nolu tahrir kaydına istinaden …, … ve … adına tespit görmüş iken…… itirazı üzerine kadastro komisyon kararı ile orman vasfı ile Hazine adına tespit görmüştür.
Dava konusu 91 nolu 37.500,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla 40 nolu tahrir kaydına istinaden ……adına tespit görmüş isede kadastro tespitinden önce Andırın Sulh Hukuk Mahkemesinde davalı olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararıyla dava dosyası kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Davacı … Yönetimi davalı … aleyhine ibraz etmiş olduğu 07/03/1975 tarihli dava dilekçesi ile özetle; sınırlarını bildirdiği taşınmazın evveliyatı itibariyle orman sayılan yerlerden olduğunu ancak davalı tarafından taşınmazın işgal edildiğini belirterek, davalının taşınmazdan men’ine ve işgaline denk gelen tazminatın ödenmesini talep ve dava etmiş, davacının dava dosyası ……sayılı sıra numarasına kaydedilmiş, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sebebiyle 91 parsel numarası altında kadastro tutanağı düzenlendiği tespit edilmiş ve …… sayılı görevsizlik kararıyla, dava dosyası kadastro mahkemesinin 1977/31 Esas sayılı sıra numarasına kaydedilmiştir.
Müdahil ……. sayılı dava doyasına sunduğu 03.03.1978 tarihli dilekçesi ile, 91 nolu parselde 1/4 hissenin satın alma suretiyle kendisine ait olduğu iddiasıyla adına tescilini talep etmiştir.
Müdahil … 1977/31 Esas sayılı dava doyasına sunduğu 03.06.1986 tarihli dilekçesi ile 706 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu iddiasıyla adına tescilini talep etmiştir.
……

Davacılar …, …, …, … ve … (….. …) 1979/393 Esas sayılı dava dosyasına ibraz etmiş oldukları 12.03.1979 tarihli dava dilekçeleri ile özetle; dava konusu 706 parsel numaralı taşınmazın kadastro tespiti sırasında orman vasfıyla tespit edildiğini, yapılan bu tespit ve tescil işleminin hatalı olduğunu, taşınmazın kendilerine ait olduğunu belirterek, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek kendi adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişler, iş bu dosya…. Mahkemesinin 1979/393- 1986/43 E.K. sayılı kararı ile 1977/31 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir.
Davacılar …, …, …, … ve … (. …) tarafından 12.03.1979 tarihli dava dilekçesi ile dava konusu 92 parsel numaralı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile adlarına tescilini talep etmişler, ….. saylılı kararı ile dava dosyasını ….. 1979/401 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar vermiştir.
Davacılar …, …, …, … ve … (.. …) tarafından 12.03.1979 tarihli dava dilekçesi ile dava konusu 94 parsel numaralı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile adlarına tescilini talep etmişler,….. saylı kararı ile dava dosyasını ….. 1979/401 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar vermiştir.
Davacılar …, …, …, … ve … (….. …) dava dilekçeleri ile …. 1979/401 Esas sayılı dava dosyası); dava konusu 93 parsel numaralı taşınmazın kadastro tespiti sırasında orman vasfıyla…… adına tespit ve tescil edildiğini, yapılan bu tespit ve tescil işleminin hatalı olduğunu, taşınmazın kendilerine ait olduğunu belirterek, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek kendi adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Müdahil … 1979/401 Esas sayılı dava dosyasına sunduğu 17.01.1986 tarihli dilekçesi ile; dava konusu 92, 93 ve 94 parsel numaralı taşınmazların babası ……. ait olduğu onun ölümü ile kendisine geçtiğini yargılama sırasında ise babası ile yarı yarıya imar ihya ettiği iddiasıyla adına tescillerini talep etmiş, davacılardan … ve … ile müdahil … 05.04.1988 tarihli celsede 94 nolu parselle ilgilerinin olmadığını …’ün murisine ait olduğunu beyan etmişlerdir.
Müdahil….. 1979/401 Esas sayılı dava dosyasına sunduğu 17.02.1986 tarihli dilekçesi ile; dava konusu 92, 93 ve 94 parsel numaralı taşınmazların babası …’a ait olduğu iddiasıyla tüm mirasçıları adına tescillerini talep etmiştir.
Müdahil … 1979/401 Esas sayılı dava dosyasına sunduğu 17.02.1986 tarihli dilekçesi ile; dava konusu 91, 92, 93 ve 94 parsel numaralı taşınmazları…… aldığı iddiasıyla davaya müdahil olmuştur. 21.03.1986 tarihli celsede … beyanını tekrar etmiş, …… beyanında taşınmazın tamamını değil 10 dönümlük kısmını …’e sattığını beyan etmiştir.
Müdahil … 1979/401 Esas sayılı dava dosyasına sunduğu 18.04.1986 tarihli dilekçesi ile; dava konusu 94 parsel numaralı taşınmazın babası …’e ait olduğu iddiasıyla tüm mirasçıları adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece taşınmazların aynı vergi kaydına dayanarak kadastro tespitinin yapıldığı gerekçesiyle 1979/401-2002/6 E.K. sayılı kararı neticesinde dava konsusu 92-93-94 parsel sayılı taşınmazların,…… sayılı dava dosyası üzerinde birleştirilmesine karar verilmiş ve yargılamaya 1977/31 Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmiştir.
…….
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacılar …, …, …, …, …. … ile asli müdahil davacılar …, ….., … ve …’ün davalarının sübut bulmadığından ayrı ayrı reddine; davacı …… davasının kabülü ile dava konusu 91, 92, 93, 94 ve 706 parsel numaralı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaline orman vasfı ile Hazine adına tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı … (….. oğlu) ile davalılardan …, …, … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden sonra 22.03.1974 tarihinde ilân edilen ve bu dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 06.05.2008 tarihinde ilân edilen evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır şöyleki;
Dava konusu taşınmazlardan 91 nolu parsel hakkında …. tarafından açılan müdahalenin menni yargılaması devam ederken kadastro tutanağı düzenlendiği bu nedenle kadastro tutanağının malik hanesinin açık olduğu kabul edilmeli ve 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi hükümlerine tabi olduğundan tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re’sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi ya da sahipleri belirlenmek suretiyle adlarına tapuya tesciline karar verilmesi ve açık sicil oluşturması gerekmektedir. Dava konusu 92, 93, 94 ve 706 parsel sayılı taşınmazlar ise kadastro komisyon kararı ile orman vasfıyla Hazine adına tespit görmüş taşınmazlar olup tespit maliki Hazinenin davada taraf olması gerekmektedir. Yine dava konusu taşınmazlardan 91 parsel sayılı taşınmaz yönünden ……. isimli şahsın müdahale talebinde bulunduğu ve bu parsel yönünden duruşmalara da katıldığı halde karar başlığında gösterilmemiş olması da doğru değildir.
Dava konusu 92, 93, 94 ve 706 parsel sayılı taşınmazlar kadastro komisyon kararı ile zaten orman vasfı ile Hazine adına tespit görmüş olan taşınmazlar olduğu halde mahkemece kadastro tespitlerinin iptaline orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi şeklinde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi ziraat ve orman bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazların genel eğiminden bahsedilmiş ise de parsel bazında eğim belirlemesi yapılmamış, eğimin neye göre belirlendiği, klizimetre ile ölçülüp ölçülmediği açıklanmamış, kaldı ki belirlenen eğiminde %12 nin altında olduğu ve evveliyatlarının makilik olduğundan bahsedildiği halde bu gibi yerlerin zilyetlikle kazanılabileceği değerlendirilmemiş, taşınmazların niteliğinin saptanması bakımından taşınmazların bulunduğu yeri kapsar en eski tarihli ve tespit tarihinden 20 yıl öncesini gösteren resmî belgeler getirtilerek keşifte uygulama yapılmamış, zirai ve orman bilirkişi raporlarında keşif tarihinde taşınmazlar üzerinde bulunan ağaçların yaşları ve niteliği açıkça bildirilmediğinden taşınmazların evveliyatının orman olup olmadığı ve gerçek kişiler lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda tereddüt oluşmuş, dava konusu taşınmazlara uyduğu iddia edilen 41, 221 ve 40 tahrir numaralı vergi kayıtlarının dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı vergi kaydı sahipleri ile davanın tarafları arasında bağlantının varlığı usulünce tespit edilmediği gibi davanın tarafı gerçek kişilerin 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde açıklanan senetsiz ve belgesizden suluda 40 dönüm ve kuruda 100 dönümden fazla taşınmaz edinip edinmedikleri hususunda da mahkeme yazı işleri ile kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinden ayrıca araştırma yapılmamış olması da doğru görülmemiştir.
O halde, mahkemece öncelikle tüm dava konusu parseller yönünden davada taraf olmayan Hazinenin ve dava konusu 91 parsel yönünden ise müdahillik dilekçesi veren ….. davaya dahil edilmeli, taraf teşkili sağlanmalı, husumet yaygınlaştırılmalı, açılan davaya karşı diyecekleri sorulmalı kendilerine savunma hakkı verilerek ileri sürecekleri yazılı delilleri toplanmalı bundan sonra, dava konusu taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 – 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş
……

stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, önceki bilirkişiler dışında halen ……ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, …….gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklık olup olmadıkları değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir.
Dava konusu taşınmazların orman sayılmayan zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmazları ve etraflarını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ile yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15-20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bir orman, bir fen ve bir ziraat bilirkişi kurulu aracılığıyla incelenerek dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yerler belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü taşınmazların niteliği üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, kapalılık oluşturup oluşturmadıkları ve tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası dava konusu taşınmazların 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı …… yürürlüğe konulan …. hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazların gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı; yine imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı; parselin öncesinin ne olduğu, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların imar-ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı; dosya arasında bulunan 41, 221 ve 40 tahrir numaralı vergi kayıtlarının kapsamı belirlendikten sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.

…..
maddesine göre tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40; kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir hükmü gereğince davanın tarafı gerçek kişilerin belgesiz zilyetlik yoluyla kazandığı toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinden çekişmeli taşınmaz dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine dayalı olarak açtığı bir başka tescil davalarının bulunup bulunmadığı mahkemeler yazı işleri müdürlüğünden sorulup tespit edilmeli şayet yasal sınırların geçildiği anlaşılırsa dava konusu taşınmazlar yönünden tercih hakkı tanınmalı tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … ile davalılardan …, …, …’ün temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/05/2019 günü oy birliği ile karar verildi.