Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/12283 E. 2019/1305 K. 27.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12283
KARAR NO : 2019/1305
KARAR TARİHİ : 27.02.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi (Salihli Kad. Mah.)

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün tavzihi talebi üzerine mahkemece verilen ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalı/birleşen dosya davacısı …mirasçılarından … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … Yönetimi 29.04.1998 tarihli dilekçesiyle … köyü 114 ada 29 parsel sayılı taşınmazın … sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek yapılan tespitin iptali ile … vasfıyla … adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiş, yine … Yönetimi tarafından 106 ada … parsel sayılı taşınmaza ilişkin … Yönetimi tarafından aynı iddia ile açılan dava bu dosya ile birleştirilmiştir.
Davacı … tarafından kadastro müdürlüğü aleyhine … köyü 114 ada 29, 106 ada … ve 24 parsel sayılı taşınmazların miktarlarının noksan tespit edildiği iddiasıyla açılan davanın da birleştirilmesi sonrasında yapılan yargılama sonucunda 21.10.2002 gün 1998/579-61 sayılı karar ile davacı … Yönetiminin davasının kısmen kabulüne 114 ada 29 parsel sayılı taşınmazın davalı … adına olan tespitinin iptali ile taşınmazın bilirkişi …’nun dosyada mevcut 02.11.2001 tarihli krokili ek raporunda (A1) ve (A2) harfiyle gösterilen sırasıyla 330,86 m² ve 163,35 m² miktarındaki yeşil renkle boyalı kısımlarının … vasfıyla … adına tapuya tesciline, taşınmazın krokide (B) harfiyle gösterilen 4155,40 m² miktarındaki sarı renkle boyalı kısmının tarla niteliğiyle davalı … adına tapuya tesciline, … Yönetiminin fazlaya ilişkin talebinin reddine,
Davacı … Yönetiminin 106 ada … sayılı parsele ilişkin davasının kısmen kabulü ile taşınmazın davalı … adına olan tespitinin iptali ile taşınmazın bilirkişi …’nun dosyada mevcut 08.08.2001 tarihli krokili raporunda (A1), (A2), (A3) ve (A4) harfiyle gösterilen sırasıyla 4207,73 m², 184,30 m², 122,22 m² ve 86,83 m² miktarındaki kısımlarının … vasfıyla … adına tapuya tesciline, taşınmazın krokide (B) harfiyle gösterilen 19.878,64 m² miktarındaki kısmının tarla niteliğiyle davalı … adına tapuya tesciline, … Yönetiminin fazlaya ilişkin talebinin reddine,
Davacı …’in açtığı davanın ise pasif husumet yokluğundan reddi ile dava konusu 106 ada 24 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin 22.04.2003 günü kesinleşmiştir.
Davalı/Birleşen dosya davacısı … mirasçılarından … 15.04.2015 tarihli dilekçesi ile babası …’e ait taşınmazın bilirkişinin düzenlediği raporda yüzölçümünün doğru olmasına karşın hüküm kısmında taşınmazın yüzölçümünün yanlış yazıldığından dilekçe ekindeki … Kadastro Müdürlüğünün … İşletme Şefliğine hitaben yazdığı 18.07.2003 tarihli yazısında belirtildiği şekilde kararın tavzihine karar verilmesi talebiyle kararın tavzihini istemiştir.
Mahkemece ek karar ile hükme konu bilirkişi raporu ile gerekçeli kararda taşınmazın miktarının aynı olduğu , tavzih talebinde bulunanın tavzih dilekçesinde belirtmiş olduğu … İşletme Şefliği’ne ait raporun ise 18/07/2003 tarihli olup hükümden sonra elde edildiği için söz konusu rapora dayanarak hükmün tavzih edilemeyeceği gerekçesiyle davalının tavzih talebinin reddine karar verilmiş, ek karar tavzih talep eden tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kesinleşen mahkeme kararının tavzih yoluyla düzeltilmesine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; HMK’nın 305. maddesinde, hükmün tavzihinin, ancak, hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırması yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi durumunda istenebileceği, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği, hususları düzenlenmekle tavzihin sınırları belirlenmiştir.
Bu nedenle, mahkemece, davalı/birleşen dosya davacısı … mirasçılarından …’in tavzih talebi üzerine verilen ret kararı, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davanın niteliği gereği … bilirkişinin 11.09.2000 tarihli raporunda taşınmazın (B) harfi ile gösterilen kısmının … sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş, fen bilirkişi … tarafından düzenlenen 24.01.2001 tarihli asıl, 02.11.2011 tarihli ek raporda … sayılmayan (B) harfli taşınmaz kısmı sarı renk ile boyanarak taşınmazın kadastro tespitinde belirlenen yüzölçümü miktarı olan 4649,61 m²’den, taşınmazın (A1) ve (A2) harfi ile gösterilen ve … sayılan yerlerden olduğu bildirilen kısımlarının toplam yüzölçümü olan 494,21 m²’nin çıkarılması ile belirlenen 4155,40 m²’nin (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün yüzölçümüne karşılık geldiği bildirilmiştir.
Tavzih talebi ekinde yer alan … Kadastro Müdürlüğünün … işletme şefliğine hitaben yazdığı 18.07.2003 tarihli yazı içeriği incelendiğinde ise; 114 ada 29 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinde yüzölçümünün 16.986,50 m² olması gerekirken 4649,61 m² yazılması nedeniyle … vasfıyla tescile karar verilen bölümler haricinde kalan (B) harfli kısmın 4155,40 m² olarak raporda hesaplandığını, aslında koordinatlarla yüzölçümü hesabı yapılsa idi (B) harfli kısmın 16492,29 m² olması gerektiği, bu nedenle kararın düzeltilmesi gerektiğinin bildirildiği görülmüştür.
Bu halde tavzih talebinin taşınmazın çapı içinde kalan kısma ilişkin olup olmadığı ve hükme esas raporlarda (B) harfi ile gösterilen bölümün yüzölçümünün doğru olup olmadığının incelenebilmesi ve yüzölçümlerinde değişim olabilmesi, ancak, çapa bağlı kalındığı takdirde tavzihe konu olabilir. Yani çapın değişmesi ile ilgili tavzih talebinde bulunulamaz.
Öyleyse, mahkemece, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün çap içinde kalan gerçek yüzölçümü belirlenmeli, bunun sonucunda hesap hatası bulunduğu anlaşıldığı takdirde, davalı/birleşen dosya davacısı … mirasçılarından …’in tavzih talebinin kabulüne, aksi takdirde, reddine karar verilmesi gerekmekte iken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı/birleşen dosya davacısı … mirasçılarından …’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.