Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/12183 E. 2019/1259 K. 25.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12183
KARAR NO : 2019/1259
KARAR TARİHİ : 25.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi … ve … Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … köyü, … mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını ve 4753 sayılı Kanun gereğince … Topraklandırma Kanununa göre babası …’a verildiğini, bilahare babası …’ın bu taşınmazı 1958 yılında harici satış senediyle kendisine sattığını o tarihten beridir kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Asliye hukuk mahkemesince, 52127,19 m²’lik taşınmaz bölümü hakkındaki davanın kabulüyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı … ve … Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/07/2012 gün ve 2002/4878 E. – 6384 K. sayılı kararıyla; “çekişmeli taşınmaz hakkında 1674 parsel sayısı ile kadastro tutanağı tutulduğu bu nedenle görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olduğu gerekçesiyle” bozulmuştur.
Asliye hukuk mahkemesince, bozmaya uyulduktan sonra dava dosyası kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Kadastro mahkemesince; 52127,19 m²’lik taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, davalı Hazinenin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/10/2004 gün ve 2004/4335 E. – 10360 K. kararı ile; “Kadastro mahkemesince hiç keşif ve inceleme yapılmadan dava konusu edilen yerin kaç numaralı parsel olduğu dahi belirlenmeden, 1674 sayılı parselden de söz edilmeden asliye hukuk mahkemesinin keşfi sırasında düzenlenen kroki esas alınarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur.
Kadastro mahkemesince, bozma kararına uyulduktan sonra; bozma kararında çekişmeli taşınmazın 1674 sayılı parsel olduğu belirtilmiş ise de taşınmazın 1673 sayılı parsel sınırında bulunan kadastro sırasında tescil harici bırakılan yer olduğu, görevsizlikle ilgili usûlü kazanılmış hak oluşmayacağı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04/03/2015 tarih ve 2014/8624 E. – 2015/1166 K. sayılı kararı ile onanmıştır.
Asliye hukuk mahkemesince, davanın kabulü ile; … ili, … ilçesi, … köyü, Kuzeyi: …, Doğusu: …, Güneyi: tespiti harici yer, Batısı: … tarlası ile kısmen… taşınmazı ile çevreli 52.127,79 m² taşınmazın davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davalılar … ve … Yönetimi vekilleri tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce … kadastrosu yapılmamıştır.
Taşınmazın bulunduğu … köyünde genel arazi kadastrosu işlemi 16/11/1965 tarihinde yapılmış ve sonuçları 05/10/1966 ilâ 04/11/1966 tarihleri arasında ilân edilmiş ve kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmaz tescil harici bırakılmış, kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile; … ili, … ilçesi, … köyü, Kuzeyi: …, Doğusu: …, Güneyi: tespiti harici yer, Batısı: … tarlası ile kısmen … taşınmazı ile çevreli 52.127,79 m² taşınmazın davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Ne var ki; dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede karar tarihinden sonra yapılan 3402 sayılı Kanunun Geçici – 8. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları sırasında, davaya konu yer hakkında, 115 ada … parsel sayısı verilerek kadastro tutanağı düzenlenmiş ayrıca … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/108 sayılı dosyada dava konusu olduğundan sözedilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir.
O halde, mahkemece taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi uyarınca kadastro yapılıp yapılmadığı ve taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği detaylı biçimde araştırılmalı, bir harita mühendisi bilirkişi refakate alınarak yapılacak keşif sonucu taşınmazın 3402 sayılı Kanunun geçici 8. Madde çalışmaları öncesi ve sonrası durumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde krokili bilimsel verileri bulunan rapor üzerinde gösterilmelidir. Yine, dava konusu yer ile tutanağı düzenlenen yerin aynı yer olup olmadığı belirlenmeli eldeki dava devam ederken taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş ise eldeki davanın tutanağın kesinleşmesini önceleyeceği ve davanın kadastro tespitine itiraz davasına dönüşeceği ve bu sebeple görevsizlik kararı verilerek dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesi gerekeceği gözetilmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre, gerçek kişiler tarafından Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil davasında köy tüzel kişiliğinin yasal hasım olduğundan … köyü tüzel kişiliğinin davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili oluşturulmalı, delilleri toplanmalı, ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar … ve … Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.