Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/11938 E. 2019/1145 K. 19.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11938
KARAR NO : 2019/1145
KARAR TARİHİ : 19.02.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kadastro Kanununun 7. maddesine göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında … ilçesi … köyü 102 ada … parsel numaralı, 8008985,24 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, … niteliğiyle … adına tespit edilmiştir.
Davacı, çekişmeli taşınmazın sınırlarını bildirdiği iki bölümünün babası …’ın zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek bu bölümlerin babası adına tescili isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile, fen bilirkişi raporunda taşınmazın (A) harfiyle gösterilen bölümü yönünden davanın reddine, (B) harfiyle gösterilen bölümü yönünden açılan davanın reddi ile bu bölümün tespit gibi tesciline, (C) harfiyle gösterilen bölüme ilişkin davanın ayrılarak yeni bir esas numarasına kaydına, (D) harfiyle gösterilen 5745,20 m2’lik bölümüne yönelik davanın kabulü ile bu bölümün ayrı parsel numarasıyla davacı adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede sonuçları 17.02.2015-18.03.2015 tarihleri arasında ilan edilmiş, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7. maddesine göre yapılan kadastro çalışması bulunmaktadır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair kararı yerinde değildir. Çünkü davacı, dava dilekçesinde babası…’ın hayatta olduğunu ancak yaşlı olması nedeniyle babası adına dava açtığını belirterek taşınmazın babası adına tescilini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile taşınmazın bir bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir. Davacının talebi, taşınmazın hayatta olan babası adına tesciline ilişkin olduğundan ve davacının bu şekilde aktif dava ehliyeti bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nın 114/…-d ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Ayrıca taşınmazın bir bölümüne ilişkin davanın ayrılarak yeni bir esas numarasına kaydedilmesi ve yine taşınmazın bir bölümü hakkında da tespit gibi tescil kararı verilmesi de isabetsizdir.
Bu nedenle mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilip, dava konusu 102 ada … parsel numaralı taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştirilmesi için tutanağın kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.