Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/11842 E. 2019/964 K. 13.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11842
KARAR NO : 2019/964
KARAR TARİHİ : 13.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … ve davacı … Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … Yönetimi, 4342 sayılı Kanuna göre yapılan tespitte mera olarak belirlenen … köyü 365 sayılı parselin dava dilekçesine ekli haritada 10162,09 m2’lik (A) harfi ile gösterilen kısmının ve 754 sayılı parselin 154,216,79 m2’lik (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen kısımlarının … sayılan yerlerden olduğunu, 01/02/1996 tarihinde kesinleşen … sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, mera tahsis komisyon kararının iptali ile taşınmazların belirtilen kısmının … vasfıyla … adına tescili talebi ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne; dava konusu … ili, … ilçesi, … köyünde bulunan 365 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 10.162,09 m2’lik kısmı ile, 754 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen toplam 154.216,79 m2’lik kısmına ilişkin mera tahsis kararı, özel sicil kaydı ve tapu kaydının iptali ile, bu kısımların her birine sırasıyla ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle … vasfıyla … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiş, davacı … Yönetimi vekili tarafından ise vekâlet ücretine yönelik temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.06.2015 gün ve 2015/763- 5958 E.K. sayılı ilamıyla kısmen onanmış, kısmen bozulmuştur. Hükmüne uyulan Daire kararında ;
”…) Davacı … Yönetimi ve davalı … Belediyesinin 754 nolu parselin fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerine ilişkin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman … bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların … sayılan yerlerden olduğu ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunmaması gerektiği belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalı … Belediyesinin 365 nolu parselin fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece dava konusu taşınmazın kesinleşen … tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, tahditten sonra … köy tüzel kişiliği tarafından açılan tescil davasında, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/09/2005 tarih ve 2005/292 E. – 357 K. sayılı kararı ile taşınmazın … köyü zilyetliğinde mera vasfıyla … adına tesciline karar verildiği, bu kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, kararın söz konusu davada taraf olan davalı … ve … Yönetimi yönünden kesin hüküm oluşturduğu, kesin hükmün dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerektiği düşünülerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılamada mahkemece; Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,
… ilçesi, … mahallesinde bulunan 365 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 10.162,09 m2’lik kısmı için açılan davanın kesin hüküm nedeniyle reddine,
Aynı raporda (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen toplam 154.216,79 m2’lik kısım ile ilgili tahsis kararı özel sicil kaydı ve tapu kaydının iptali ile bu kısımların her birine sırasıyla ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle … vasfı ile … adına tapuya kayıt ve tesciline (kararın bu kısmının kesinleşmiş olduğunun tespitine) karar verilmiş; hüküm, davalı … ve davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, mera tahsis komisyon kararının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1996 yılında kesinleşen … kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak karar tarihinden sonra, 28.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi ile … Genel Müdürlüğü, 02/07/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan, bu Kanunda belirtilen görevleri kapsamında düzenlenen kâğıtlar sebebiyle damga vergisinden ve tapu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan döner sermaye hizmet bedellerinden muaftır, hükmü gereğince … Yönetiminin açtığı dava nedeniyle aleyhine harçlara hükmedilmesi hatalı olup bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple; hüküm kısmının harçla ilgili 5 numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine ”Davacı … Yönetimi harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına” cümlesinin yazılarak düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.