Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/11659 E. 2019/580 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11659
KARAR NO : 2019/580
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi ve davalılar … ile … Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı gerçek kişi vekili 20/08/2014 havale tarihli dilekçesiyle … ili, … ilçesi, … köyü, … mevkiinde bulunan davacı adına tapuda kayıtlı 1526 parsel sayılı taşınmaza bitişik 8.219,00 m2 miktarındaki tapusuz taşınmazda davacı lehine eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, bu taşınmazın 1526 nolu parsele eklenerek müvekkili adına tescilini istemiştir.
Davalı … TMK 713/6 maddesine göre karşı tescil talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, dava konusu, 06.05.2016 havale tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen yerin davacı adına tesciline, aynı raporda sarı boyalı olarak (A) harfi ile gösterilen yerin … vasfı ile … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ve davalılar … ile … Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Yörede 6831 sayılı Kanun kapsamında 1976 yılında yapılıp 11.04.1977 tarihinde ilan edilen … kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması yapılmıştır.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK’nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun …. maddesi gereğince;
…) …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) …, …, Antalya, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun geçici …. maddesinin onüçüncü fıkrasında; “…. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun “Yürürlük” başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olaya gelince; davalı … Köyü Tüzel Kişiliğinin, 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince kaldırıldığından aynı kanunla büyükşehir belediyesi sınırları il mülkî sınırları olarak belirlendiğinden Seferihisar Belediyesi Başkanlığı ile … Büyükşehir Belediyesinin de davada taraf olması gerektiği dikkate alındığında 6360 sayılı Kanunun geçici …. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
Bunun yanında; mahkemece yapılan keşifte bilgisine başvurulan tanıkların sözleri soyut nitelikteki sözlerden ibaret olduğu gibi taşınmazın niteliği ile ilgili alınan ziraat bilirkişi raporları da teknik ve bilimsel verilerden uzak, birbiri ile çelişkili ve soyut olarak hazırlanmış, taşınmazın tespit harici bırakılma nedeni sorulmamış, ayrıca en eski tarihli hava fotoğrafları ile dava tarihinden tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yaptırılması gerekirken, bu inceleme yapılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.
Hâl böyle olunca önceki bilirkişiler dışında seçilecek … ziraat mühendisi, bir harita mühendisi bilirkişi, … jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişiler ve tarafların gösterdiği tanıkların tümü hazır olduğu hâlde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazın öncesinde tespit harici alan olduğu göz önünde bulundurularak imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi hâlinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, harita mühendisi bilirkişiden keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsü (özellikle aşılı zeytin varsa, aşı yaşları), imar ve ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir, önceki bilirkişilerin raporlarını irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, mümkün olduğu takdirde (1994 yılı öncesine ilişkin) taşınmazda imar ve ihya tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığını belirtir şekilde rapor alınmalı, böylece tespit tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların davacı yararına gerçekleşmiş olup olmadığına ilişkin olarak tüm deliller değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Kabule göre de davacı kişi adına ve … adına tesciline karar verilen taşınmazların yüzölçümlerinin ve niteliklerinin belirlenmemiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişi ile davalılar … ve … Yönetimi vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.