Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/11519 E. 2019/444 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11519
KARAR NO : 2019/444
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi ve davalı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Çekişmeli … ili … ilçesi … mahallesi 31 ada 7 parsel sayılı 705,07 m2 yüzölçümlü, müfrez arsa vasfındaki taşınmaz tapuda davalılar … ve …adına kayıtlı olup, beyanlar hanesinde 05.09.1995 tarihli … lehine … sınırları dışına çıkarılmıştır kaydı ile 22.01.1992 tarihli eski eserdir kaydı bulunmaktadır.
Davacı … Yönetimi vekili dilekçesinde; 56 nolu … Kadastro Komisyonunca 1988 yılında yapılan 2/B madde uygulamasının hatalı olduğu, komisyon çalışmaları sırasında 6831 sayılı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 17/…. maddesi uyarınca işletme müdürlüklerinden alınması gerekli işgal ve faydalanma suçlarına ait zabıt tutulmuş ve karara bağlanmış yerlere ait dava dosyalarının istenmediği ve çalışmalarda uygulanmadığı, bunun sonucunda eylemli … arazilerinin nitelik yitirdiği gerekçesiyle … rejimi dışına çıkardığı, bu çalışmaları yapan … kadastro komisyon üyeleri hakkında istenilen kovuşturma izninin … Valiliği İl İdaresi Kurulu tarafından zamanaşımı sebebiyle reddedildiği, ancak … kadastro komisyon üyeleri hakkında açtıkları tazminat davasının … 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.04.1996 günlü ve 1995/61 E. – 1996/242 K. sayılı kararıyla kabul edildiği, daha önce 2/B madde uygulamasının yok hükmünde olduğunun tespiti istemiyle hasımsız açtıkları davanın … Asliye Hukuk Mahkemesince hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle reddedildiği, temyiz üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.09.2004 günlü ve 2004/7880 E. – 9015 K. sayılı kararıyla … kadastro komisyon üyelerinin görevlerini kötüye kullanarak ya da kendilerine verilen görevlerin dışına çıkarak yaptıkları işlemler hukuk ve ceza davalarına konu olmuşsa bu kişiler tarafından yapılan işlemlerin yok hükmünde sayılacağından yönetim tarafından herhangi bir süreye bağlı kalınmaksızın işlemlerin iptali için her zaman dava açılabilirse de böyle bir davanın hasımsız görülemeyeceği gerekçesiyle onadığı, açıklanan nedenlerle 56 nolu … Kadastro Komisyonunca …’da bulunan 31 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin … rejimi dışına çıkarma işleminin yok hükmünde olduğunun tespitine ve tapu kaydının iptal edilerek … niteliği ile … adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tahdit içinde iken 56 nolu … Kadastro Komisyonunca … adına … rejimi dışına çıkarıldığı, ancak 2/B madde koşullarını taşımadığı, 56 nolu … Kadastro Komisyon üyelerinin görevlerini kötüye kullanarak ya da kendilerine verilen görevlerin dışına çıkarak yaptıkları işlemlerin hukuk ve ceza davalarına konu olduğundan bu kişiler tarafından yapılan işlemlerin yok hükmünde sayılacağı gerekçesiyle; çekişmeli taşınmazın 56 nolu … Kadastro Komisyonunca … rejimi dışına çıkarılmasına yönelik 2/B uygulamalarına ilişkin işleminin yok hükmünde olduğunun tespitine, (A) harfi ile gösterilen 434 m2’lik bölümünün tapu kaydının iptal edilerek … niteliği ile … adına tapuya tesciline, tapu kaydında bulunan şerhlerin terkinine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi ile davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 56 nolu … Kadastro Komisyonunca 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca yapılan … rejimi dışına çıkarılma çalışmasının yok hükmünde olduğunun tespiti, tapu kaydının iptali ve tescil istemine yöneliktir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1942 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen … kadastrosu, 1950 yılında makiye ayırma, 23.09.1981 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, daha sonra 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre yapılıp 19.04.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde … kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, kesinleşen … kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman … ve fen bilirkişiler tarafından uygulanması sonucu, son bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın tamamının 1942 yılında yapılıp kesinleşen … kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 1976 yılında 4785 sayılı Kanun hükümleri gözönünde bulundurularak yapılan ve 23.09.1981 tarihinde kesinleşen … kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ve aplikasyon işlemi sırasında 434,00 m2’lik kısmının … sınırları içinde bırakıldığı, 19.04.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B uygulamasında ise fiilen … olduğu gözetilmeden 434,00 m2’lik kısmının … adına … sınırları dışına çıkartıldığı görülmektedir. Aplikasyon ilk tahdidin zeminde bulunan yerine uygulanmasından ibaret olduğuna göre taşınmazın tahditteki konumunu değiştirmişse aplikasyona değer verilemez ise de davacı … Yönetiminin aplikasyona ilişkin açılmış bir davasının bulunmadığı, davasının 2/B uygulaması yapılan kısıma ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
2/B madde uygulamasını yapan komisyon üyelerinin kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı hareket ettiklerinin tespiti ile tazminata mahkum edilmeleri nedeniyle 2/B madde uygulamalarının yok hükmünde sayılacağı, bu durumda taşınmazın … sınırları içinde kalmaya devam edeceği gözetilerek hüküm kurulduğuna göre yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak karar tarihinden sonra, 28.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi ile … Genel Müdürlüğü, 02/07/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan, bu Kanunda belirtilen görevleri kapsamında düzenlenen kâğıtlar sebebiyle damga vergisinden ve tapu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan döner sermaye hizmet bedellerinden muaftır, hükmü gereğince … Yönetiminin açtığı dava nedeniyle aleyhine harçlara hükmedilmesi hatalı olup bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple; ilk derece mahkemesi hükmünün harçla ilgili 3. bendinin hükümden çıkarılarak yerine “3-Davacı … Yönetimi harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına” yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/01/2019 günü oy birliği ile karar verildi.